biyonik göz nedir ve kim buldu
Prof Dr. Ateş Yanyalı , şeker hastalığına bağlı görme azalmasına neden olan makula ödemi (sarı noktada sıvı toplanması) tedavisinde yaptığı bilimsel çalışmayla, European VitreoRetinal Society en iyi çalışma ödülünü almıştır. 20 yıllık meslek hayatında 10 binin üzerinde göz ameliyatı gerçekleştirmiştir.
Akşit Göktürk “Çeviri: Dillerin Dili” adlı kitabında, “Metnin görünür nesnel sınırları ötesindeki birçok ilişkinin de göz önünde tutulması, sağlıklı bir çeviri yönteminin ön koşuludur.”3 der. Bu yöntemin öğretilebilmesi için ise çeviri kuramlarının ve stratejilerinin başlıklar halinde verilip ardından
2012 İcatları. Her geçen gün hayatımızı kolaylaştıran yeni bir cihaz, sistem icat ediliyor. Reader’s Digest dergisinde yer alan habere göre, sağlık, teknoloji, bilim ve eğlence alanlarındaki yeni icatlar yeni bir çığır açacak ve hayatınıza renk katacak. 1. Biyonik göz küresi: Körlüğün 2 büyük nedeni olan yaşa
Sicim teorisi, bu kuarkların yapıtaşlarının sicimler olduğunu söyler. Sicim teorisi’nde boyut sayısı oldukça fazla; 10 (9 uzay 1 zaman) boyut bulunmakta. Bunlardan 4 tanesi bizim bildiğimiz 3 uzay 1 zaman boyutu. Bu sayı, teorinin üzerinde çalışan bilim insanının kendi yaklaşımına göre artırılıp azaltılabiliyor.
Biyonikgöz olarak bilinen ve tavuk karası hastalığının (retinitis pigmentosa) tedavisinde uygulanan yapay retina ameliyat yöntemi (Argus II Retinal Prosthesis System), ABD ve Avrupa ülkelerinde onaylandı. Devamı
Site De Rencontre Gratuit Et Sérieux Belgique. Minnesota Üniversitesi’nde çalışan bir grup araştırmacı, üç boyutlu yazıcı kullanarak yarıküre biçimli bir yüzeyin üzerine ışığı algılayan reseptörler yerleştirdi. Minnesota Üniversitesi’nde çalışan bir grup araştırmacı, üç boyutlu yazıcı kullanarak yarıküre biçimli bir yüzeyin üzerine ışığı algılayan reseptörler yerleştirdi. Böylece görme engellilerin görebilmesine yardımcı olacak biyonik gözlerin geliştirilmesine giden yolda çok önemli bir adım atıldı. Dr. Sung Yung Park ve arkadaşlarının Prof. Dr. Michael C. McAlpine önderliğinde yaptıkları araştırmanın sonuçları Advanced Materials’ta yayımlandı. Araştırmacılar, bu çalışma için özel olarak bir üç boyutlu yazıcı tasarlamışlar. Üretim sürecindeki başarıya ulaşması için aşılması gereken en önemli zorluk, eğimli bir yüzeyin üzerine elektronik cihazları yazdırabilmek. Bu amaçla, ilk olarak yarıküre biçimli bir cam yüzeyin üzerine gümüş parçacıklar içeren bir mürekkep püskürtülmüş. Yüzeye çarpan mürekkep, eğimli yüzey boyunca aşağıya doğru akmıyor, aksine kuruyana kadar çarptığı noktaya tutunuyor. Daha sonra yarı iletken polimer malzemeler kullanılarak bu mürekkebin üzerine ışığı elektriğe dönüştüren ışık reseptörleri yazdırılıyor. Tüm üretim süreci yaklaşık bir saat sürüyor. Üretilen cihaz %25 verimle ışığı elektriğe dönüştürebiliyor. University of Minnesota Araştırma ekibinin lideri Prof. Dr. McAlpine, üç boyutlu yazıcılarla güvenilir elektronik cihazlar üretebilmek için alınması gereken çok yol olduğunu, ancak elde edilen sonuçların üç boyutlu yazıcılarla üretilen cihazların verimlilik konusunda mikroüretim tesislerinde üretilenlerle rekabet edebileceğini gösterdiğini söylüyor. Üstelik mikroüretim tesislerinde, araştırmacıların bu çalışmasında olduğu gibi, eğimli yüzeyler üzerinde elektronik cihazlar üretilemiyor. Araştırmacılar bir sonraki hedeflerinin daha çok ışık reseptörü içeren, daha verimli bir cihaz üretmek olduğunu söylüyor. Ayrıca gerçek bir gözün yerine nakledilebilecek yumuşak bir malzeme üzerine ışık reseptörlerinin yazdırılmasına imkân verecek bir yöntem geliştirmek için de çalışmalar yapmayı planlıyorlar. Bilim Genç web sitesinde yayınlanan yazı, haber, video, fotoğraf, çizim ve animasyonların her türlü hakkı TÜBİTAK’a aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi olsa alıntı yapılamaz, kopyalanamaz ve başka yerde yayınlanamaz. Teknoloji Benzer İçerikler Popüler İçerikler
Nis10 Biyonik göz kac para?Biyonik göz ameliyatı, tavukkarası hastalığına bağlı görme kaybı yaşayanlara uygulanabiliyor. Maliyeti 150 bin dolar. Türkiye'de yalnızca 8 kişiye uygulandı. Bu operasyon da kamu hastanelerinde ilk kez göz nasıl?İmplantın içinde çipler aktive olur. Görüntü retinanın sağlam kalmış hücreleri tarafından alınır ve görme siniri aracılığı ile beyine iletilir. Biyonik gözdeki görme normal bir insanın görmesi gibi değildir. Hastalar bilgisayarlardaki pikseller gibi ve siyah beyaz goz ameliyati nedir?Argus II – Biyonik Göz ameliyatı, gözdeki ışık alıcıları hiç olmayan veya ciddi hasar gören, ancak optik sinirleri sağlam kalan tavukkarası hastalığına bağlı görme kaybı yaşayanlara göz ameliyatı kimlere uygulanır?'Biyonik göz' kimlere uygulanabilir? Dünyada ve Türkiye'de sayılı merkezlerde gerçekleştirilen biyonik göz ameliyatı; 25 yaşını doldurmuş ve tavukkarası nedeniyle görme yetisini kaybeden ancak görme sinirleri sağlam olan kişilere uygulanabilir. Bu kişiler daha çok depresyonda, umutsuz ve içe kapanmış implantı nedir?Bu yöntemde göz kaslarına hiçbir şekilde dokunulmaz. Görmeyen gözün içeriği boşaltıldıktan sonra bu boşluğu doldurmak amacı ile yerine bir orbital implant takılır. Uygulanan cerrahi yaklaşık 30 dakika sürmektedir ve lokal veya genel anestezi altında veya trafik kazası,tümör vb. gibi sebebler nedeni ile kolunu dirsek altından yada dirsek üstünden kaybeden kişilerin hayata en üst seviyede tutunmasını sağlayan ileri teknoloji mikroçipli protez karası hastalığının tedavisi var mı?Tavuk karası gece körlüğü hastalığının şuan için günümüzde herhangi bir tedavisi yok. Ancak bu yönde özellikle gen tedavisine yönelik araştırmalar devam ediyor. Kök hücre ve PRP ise bu hastalığı yaşayan kişiler için umut verici yöntemler olarak dolaşımı
BİYONİK GÖZLE YENİ BİR HAYATA ADIM ATTILiv Hospital Ulus’ta ilk biyonik göz ameliyatı başarı bir şekilde yapıldı. Gözleri yıllardır tavuk karası Retinitis Pigmentosa hastalığı yüzünden görmeyen 62 yaşındaki Özkan Yıkıcı, uygulanan biyonik görme tedavisi sayesinde, rehabilitasyon döneminde şekilleri yeniden seçmeye başladı. 62 yaşındaki Özkan Yıkıcı yıllar sonra kazandığı yapay görme deneyimini kendi ağzından paylaştı.“Şekilleri seçmeye başladım”Türkiye 13’üncü, dünyadaki Argus II sistemini kullanarak biyonik görmeye sahip olan 303 kişiden biri olan Özkan Yıkıcı “Görme ile ilgili doğuştan bir problem vardı. Yavaş yavaş ilerledi. Tedavi için pek çok ülke gezdiğini söyleyen Özkan Yıkıcı “Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Köylüoğlu ile tanıştım ve tedaviye karar verdik. Şimdi eskisinden çok daha rahatım. Şekilleri yeniden seçmeye başladım. Yapay görme deneyimim rehabilitasyonla daha da ilerleyecek” Hospital Yapay Görme Proje Koordinatörü ve Göz Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal;“Tedavi süreci hastanın uygunluğunun değerlendirilmesi, cerrahi, sistemin kişisel ayarlarının yapılması ve açılması ardından başlayan rehabilitasyon aşamalarından oluşuyor. Özkan Yıkıcı’nın göz muayene bulgularının yanı sıra, tedavinin detayları konusundaki bilgisi, sistemin sunduğu yapay görme konusundaki doğru algı ve gerçekçi beklentisi ile bu tedavi için çok uygun bir hasta olduğunu gösterdi, tedavi sürecinin başarı ile ilerliyor” sonrası rehabilitasyon ortalama 1 sene kadar sürdüğünü söyleyen Biyomedikal Yük. Mühendis M. Recai Arslantaş şöyle konuşuyor“20 saat klinik içinde ve 20 saat de ev ortamında olmak üzere toplam 40 saatlik bir rehabilitasyon programı uygulanıyor. Sistem biyonik yapay görme fonksiyonu sağladığından hastanın yeni görme şekline alışması için egzersiz ve rehabilitasyon yapıyoruz. Özkan Bey çok hevesli ve azimli. Verdiğimiz ev ödevlerini yapıyor. Biz de onun başarabileceği küçük hedefler koyarak tuğlaları inşa ediyoruz. Ameliyattan iki ay sonra objelerin lokalizasyonunu sağlaması için el ve göz koordinasyonu ile ilgili egzersizleri tamamladık. Başını nasıl hareket ettireceğine dair egzersizler yaptık. Yatay, dikey ve çapraz çizgileri takip edebilir hale geldi. Kontrast mantığını nasıl kullanması gerektiğini daha iyi anlamaya başladı. Eskiden kalan görme hafızası ile sistemin kendisine sağladığı yapay görmeyi eşleştirerek objeleri yorumlamayı öğretiyoruz. Rakam ve harflerle ilgili çalışmalar yaptık. Hala devam ediyoruz. Klinik rehabilitasyon bittikten sonra evinde egzersizler yapacağız. Evde bir yere çarpmadan, takılmadan, düşmeden hayatına devam etmesi için çalışacağız. Özkan Bey ameliyattan önce sadece bir ortamda ışık olup olmadığını ve bazı el hareketlerini gölge şeklinde hissedebiliyordu. Ameliyat ve rehabilitasyon sonrasında sistemin sağladığı elektriksel uyarılarla birlikte bir kapıdan kendine zarar vermeden, çarpmadan kendi başına geçebilecek. Bir odaya girdiğinde odada kaç kişi olduğunu, koltukta birinin oturup oturmadığını daha kolay anlayacak. Yemek masasına oturduğunda tabak, çatal, bıçağın nerede olduğunu bilecek ve tek başına yemek yiyebilecek. Kendisine uzatılan fincan, bardak gibi eşyaları dökmeden alabilecek. Merdiven inip çıkması kolaylaşacak. Araba, insan gibi hareketli objelerin hareket yönünü tayin edebilecek, yol kenarında bulunan ağaç, elektrik direği gibi engellere çarpmadan yürüyerek daha mobil hale görme nedir?Biyonik görme, ışığı yeniden görmeye dönüştüren Argus II sisteminin sunduğu yapay görme fonksiyonudur. Argus II Retinal İmplant Sistemi, retinitis pigmentosa sebebi ile her iki gözde gerçekleşen körlüklerde 2011 yılında CE, 2018 yılında FDA yasal izinleri ile uygulamaya başlanmıştır. Rehabilitasyon, oryantasyon-mobilizasyon eğitimini takiben hastalar masadaki objeleri tanıyabilme, açık-koyu renk giysileri ayırt edebilme, hareket halindeki ya da park etmiş araçları algılayabilme, kapı, pencere, asansör, otobüs ve metro duraklarını tanıyabilme, bordür, kaldırım kenarı ve yaya geçitlerini takip edebilme yetkinliklerini sergileyebilir. Biyonik görme sayesinde hastaların kafa travması ve yaralanmaya maruz kalma riskleri azalırken, bağımsız hareket kabiliyetleri artar.
Araştırmacılar, insan gözünün hassasiyetinin aşılabileceğinin kanıtı olarak, bir biyonik göz oluşturduklarını söyledi. Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden araştırmacı Zhiyong Fan, Science News dergisine şunları belirtti "Gelecekte, bunu daha iyi görme protezleri ve insansı robotlar için kullanabiliriz." Nature dergisinde yayınlanan bir makalede detaylandırıldığı gibi; bu göz, özünde çok yoğun bir şekilde son derece ışığa duyarlı nanoteller içeren üç boyutlu bir yapay retinadır. Dr. Fan liderliğindeki ekip, kavisli bir alüminyum oksit zarını, güneş pillerinde kullanılan ışığa duyarlı bir malzeme olan perovskitten yapılmış küçük sensörlerle kapladı. Beynin görsel korteksini taklit eden teller, bu sensörler tarafından toplanan görsel bilgileri işlenmek üzere bir bilgisayara aktarıyor. Nanoteller o kadar hassas ki, insan gözünün optik dalga boyu aralığını aşabiliyorlar. Bu da görsel ışık ve kızılötesi radyasyon arasındaki eşik değerine, yani 800 nanometre dalga boyuna yanıt verebilmesine olanak sağlıyor. Bu, yapay gözün insan gözünün işlevsiz kaldığı karanlıkta da bir şeyler görebileceği anlamına geliyor. Fan, Inverse sitesine şunları söylüyor Yapay gözü kullanan kişi gece görüş yeteneği kazanacak. Araştırmacılar ayrıca, yapay gözün ışıktaki değişikliklere insan gözünden daha hızlı tepki verebileceğini ve çok kısa sürede değişen koşullara uyum sağlayabileceğini iddia ediyorlar. Yapay retinanın her santimetrekaresi yaklaşık 460 milyon nano boyutta sensöre sahip olabilir ve bu konuda tahmini olarak 10 milyon hücre barındıran insan retinasını gölgede bırakabilir. Bu, yapay gözün insan gözünün görsel kalitesini aşabileceğini düşündürmektedir. Dr. Fan, Inverse’de şunları söylemeye devam ediyor "Şu anda çözünürlük açısından tam potansiyeli göstermedik; bir yapay göz kullanıcısı daha küçük nesneleri ve daha uzak mesafeleri görebilir." Scientific American’nın bildirisine göre projede yer almayan bazı araştırmacılar, nihayetinde bunu insan görsel sistemine bağlayabilmek için hala çok çalışma yapılması gerektiğini belirtiyor. Ama bazıları umutlu. Bu araştırmada yer almayan ve Wisconsin-Madison Üniversitesi'nde elektrik mühendisi olan Hongrui Jiang, Scientific American dergisine şunları söyledi "10 yıl içinde, bu biyonik gözlerin bazı somut pratik uygulamalarını görebiliriz." Evrim Ağacı
Dünyada sadece 303 hastaya uygulanan biyonik göz ameliyatıyla yapay görme deneyimi yaşayan 62 yaşındaki tavuk karası hastası Özkan Yıkıcı, geçirdiği başarılı operasyonla şekilleri yeniden seçmeye başladı. Hastalığı yüzünden yıllardır göremeyen Özkan Yıkıcı, yapay görme deneyimiyle büyük sevinç yaşadı. Yıkıcı, ameliyat sonrası bir yıl boyunca devam edecek rehabilitasyon sürecinin ardından yeniden görebilecek. Argus II sistemi kullanılarak biyonik görme yeteneği kazanan 303 hastadan biri olan Özkan Yıkıcı, tedavi sürecinde yaşadıklarını anlattı. Tedavisi için yıllardır arayış içerisinde olduğunu ve ülke ülke gezdiğini belirten Yıkıcı, aldığı rehabilitasyon sayesinde her gün daha iyiye gittiğini söyledi. Yıkıcı, görme engelinin doğuştan olduğunu vurgulayarak, "Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Köylüoğlu ile tanıştım ve tedaviye karar verdik. Şimdi eskiden çok daha rahatım. Şekilleri yeniden seçmeye başladım. Yapay görme deneyimim rehabilitasyonla daha da ilerleyecek" dedi. Göz Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal ise, "Tedavi süreci hastanın uygunluğunun değerlendirilmesi, cerrahi, sistemin kişisel ayarlarının yapılması ve açılması ardından başlayan rehabilitasyon aşamalarından oluşuyor. Özkan Yıkıcı’nın göz muayene bulgularının yanı sıra, tedavinin detayları konusundaki bilgisi, sistemin sunduğu yapay görme konusundaki doğru algı ve gerçekçi beklentisi ile bu tedavi için çok uygun bir hasta olduğunu gösterdi, tedavi sürecinin başarı ile ilerliyor" müjdesini verdi. "Yatay, dikey ve çapraz çizgileri takip edebilir hale geldi" Biyomedikal Yüksek Mühendisi M. Recai Arslantaş da, ameliyat sonrası rehabilitasyonun ortalama bir sene sürdüğünü söyleyerek, şöyle konuştu "20 saat klinik içinde ve 20 saat de ev ortamında olmak üzere toplam 40 saatlik bir rehabilitasyon programı uygulanıyor. Sistem biyonik yapay görme fonksiyonu sağladığından hastanın yeni görme şekline alışması için egzersiz ve rehabilitasyon yapıyoruz. Özkan Bey çok hevesli ve azimli. Verdiğimiz ev ödevlerini yapıyor. Biz de onun başarabileceği küçük hedefler koyarak tuğlaları inşa ediyoruz." Ameliyattan iki ay sonra objelerin yerini tespit etme ve el-göz koordinasyonu sağlanması egzersizlerini tamamladıklarını söyleyen Arslantaş, "Yatay, dikey ve çapraz çizgileri takip edebilir hale geldi. Kontrast mantığını nasıl kullanması gerektiğini daha iyi anlamaya başladı. Eskiden kalan görme hafızası ile sistemin kendisine sağladığı yapay görmeyi eşleştirerek objeleri yorumlamayı öğretiyoruz" dedi. "Bir yere çarpmadan rahatlıkla yürüyebilecek" Rakam ve harflerle ilgili çalışmalar yaptıklarını söyleyen Arslantaş, şöyle devam etti "Klinik rehabilitasyon bittikten sonra evinde egzersizler yapacağız. Evde bir yere çarpmadan, takılmadan, düşmeden hayatına devam etmesi için çalışacağız. Özkan Bey ameliyattan önce sadece bir ortamda ışık olup olmadığını ve bazı el hareketlerini gölge şeklinde hissedebiliyordu. Ameliyat ve rehabilitasyon sonrasında sistemin sağladığı elektriksel uyarılarla birlikte bir kapıdan kendine zarar vermeden, çarpmadan kendi başına geçebilecek. Bir odaya girdiğinde odada kaç kişi olduğunu, koltukta birinin oturup oturmadığını daha kolay anlayacak. Yemek masasına oturduğunda tabak, çatal, bıçağın nerede olduğunu bilecek ve tek başına yemek yiyebilecek. Kendisine uzatılan fincan, bardak gibi eşyaları dökmeden alabilecek. Merdiven inip çıkması kolaylaşacak. Araba, insan gibi hareketli objelerin hareket yönünü tayin edebilecek, yol kenarında bulunan ağaç, elektrik direği gibi engellere çarpmadan yürüyerek daha mobil hale gelecek." "Operasyonun 3 önemli aşaması var" Operasyonun içeriğine ilişkin bilgiler veren Prof Dr. Tuğrul Altan ise, şunları söyledi "İşimizin 3 tane önemli aşaması var. Birinci aşaması, hasta seçimi. Daha sonra cerrahi aşaması, cerrahiden sonrada görme rehabilitasyonu aşaması. Yani tek aşamalı bir tedavi değil bu. Oldukça uzun bir tedavi sürecini içeriyor. En düşük yaş olarak 25, en yüksek olarak da 80 yaş uygulanan hastalar arasında. Hastanemizde uyguladığımız ilk hastamız Türkiye’de yapılan 13’üncü hastamız." Argus II sistemi kullanılarak uygulanan görme tedavisi yöntemiyle Türkiye’de 13 kişi sağlığına kavuştu. Kaynak İHA
biyonik göz nedir ve kim buldu