boğaz iltihabı için esmaül hüsna

Allaha (C.C) dua ederek diş ağrısı için şifa dileyenler diş ağrısının geçmesi için okunacak ve okunması tavsiye edilen dualara aşağıdan ulaşabilir. İşte diş ağrısı için okunacak dualar, Esmaül Hüsna ve diş ağrısına Peygamberimizin okuduğu dua İLİŞKİLİ HABER Hastalık için en etkili mucize dualar Baş, boyun ve boğaz çevresi için ağrı kesicidir. Es- Samed Esmaül Hüsna El Yazması Minimal Damla Akik Kolye 226,00 ₺ FAVORİLERİME EKLE esmaül hüsna faziletleri; 24 Mart 2021 Çarşamba. Hz. Fatma annemizin sabah akşam okuduğu dua. Hz. Fatma annemizin sabah akşam okuduğu dua, işi gücü rast Öte yandan bademcik taşı denen ve bademciklerde biriken yemek vb. artıklarının oluşturduğu durum da genellikle bademcik iltihabı ile birlikte görülür. Bademcik iltihabının belirtileri ateş, baş ağrısı, eklemlerde ağrı ve genel halsizlik, yutkunma güçlüğü, boğaz ağrısı, boğazda kırmızılıktır. E Beni en çok zihinsel karmaşalarım,bunalımlarım, mutlu olmayı başaramamam ve esnek olmayı bilmemem rahatsız ediyor. F) Beni en çok huzursuzluğum,umutsuzluğum, kendimi değerli bulmamam ve yaşamımdaki dengesizlikler rahatsız ediyor. 4. A) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman öz güvenim azalır ve enerjimin tükendiğini hissederim. Site De Rencontre Gratuit Et Sérieux Belgique. Bu çalışmamızda esma-yı hüsnaları konu aldık. Esma-yı hüsnalardan nasıl yararlanılması gerektiği üzerinde durduk. Sufizm yolunda seyr-i süluk edenlerin neden amaçlarına ulaşamadıklarını irdeledik. Sufizm yolunda bulunanlardan çoğunun elli altmış yıl sonra bile amaçlarına ulaşamadıkları bir gerçektir. Kimileri da çıktığı yolculuğu bitirmeden düşüvermiştir durum, esmayı fıtrata amaca uygun çalışmamaktan başkaca ne olabilir ki? Sufilerin kimileri “kelime-yi tevhit, Allah esması, selavat ve istiğfarla” bütün yolları katedeceklerini durum hiç de öyle değildir. Seyr-i süluk esnasında “Hayy, Hu, Hakk,Kahhar” gibi esmaları çalışmak da söz konusudur. Ayette, hadiste, evliya beyanında diğer esmaları çalışmaya bir yasak olmamasına karşın; başka başka esmalarla zikretmeyi tarikat adabı dışında bir muamele olarak görmüşlerdir. Adeta Allah’ın esmasına yasak koymuşlardır. Oysa ayette ister Allah’a isterse Rahmana dua edin denilerek kullara bütün esmaların istifadeye açık olduğu müjdelenmiştir. Efendimiz esmaları sayanların cennete gideceklerini müjdelemiştir. İnsanın istekleri, ihtiyaçları sınırsızdır. Allahın kuvvet ve kudreti de öyle. Allah’ın esmaları renk renk olan lazer ışınlarına benzer. Kulun muratları bu ışınlarla buluşma neticesinde dönüşür açığa çıkar. Allah’tan sevgi isteyen bu amaçta olan birininin “Kahhar” esmasının ışınıyla tecellilenmesinin hiçbir yararı ve mantığı yoktur. Sadece sevap alır bu esmayı çalışan. Hepsi bu… Bir de Kahhar esmasının tecelli nimetlerini.. İnsan, bilmediği şeyin düşmanıdır. Çoğu insan esmaların ruhanisi olduğunu bilmez. Bunlarla irtibata da iyi gözle bakmaz. Oysa durum hiç de öyle değildir. Esmanın ruhanilerini çağırmak onlardan yararlanmak sünnet dairesinde kalanlara açık bırakılmıştır. Oysa kimi sufiler bunu medyumluk ya da cindarlık olarak yaftalama yolunu seçmişlerdir. Esmaya müvekkel melekler vardır. Hem de ordular halinde… Bir insanın ihlas dairesinde kalıp esma-yı hüsnanın ruhanileriyle buluşması utanılacak değil; aksine çok çok onur duyulacak bir iştir. Esmaların ruhanilerini çağırı dualarını tertip eden evliyalar bu sırları ifşa etmişlerdir. Nereden bakılırsa bakılsın esma-yı hüsnalarda çok büyük sırlar var. Malesef, esma-yı hüsna üzerine yazılan çoğu bilgiler özendirici olmaktan ve bilimsellikten oldukça uzaktır. Bu da insanları esma-yı hüsnalardan uzaklaştırmıştır; onları zikretmekten uzaklaştırmıştır. Bu araştırma; yaratılış amaçlarına uygun esmayı bulup çalışmaları, Allahın esmalarını sevip zikretmeleri için kardeşlerimize bir armağandır. Kardeşlerimiz dairesi ise hem çok özel hem de çok geneldir. Her esma-yı hüsna lazer ışını gibi bir ışına sahiptir. Bu ışından, o esmayı doğru çalışarak yararlanabiliriz. Esmadan gelen ışınla yollar aşılır, sırlar açığa çıkar amaçlara ulaşılır. Bu amaçla araştırmamızda esma-yı hüsnasındaki hikmetleri elimizden geldikçe açıklayıp istifadeye sunduk. Başarı ve hidayet Allah’tandır… ESMA-YI HÜSNA… Esma-yı hüsna Yaratıcının zatını ve sıfatlarını belirten çeşitli kutsi kelimelerdir. Kutsal kaynaklarda geçen esmaların toplamı doksan dokuzdur. Bu adların dışında da Allah’ın binbir adı olduğunu söyleyen keşif ehli evliyalar olmuş. Esma-yı hüsna Allah’ın vahiy ve ilham yoluyla nebilere ve has zümrelere bildirdiği zat ve sıfat adları olarak da görülebilir. ESMA-YI HÜSNALARIN VAZİFELİ RUHANİLERİ VAR… Esma-yı hüsnanın Allah tarafından”görevlendirilimiş” ruhanileri var. Bunlar cinniler, melekler taifesinden de olabilmektedir. Esma-yı hüsnadan herhangi biriyle yoğun olarak Allahı zikredenlere o esmanın görevlileri olan ruhaniler yardıma gelirler. Bunlar cinniler, melekler taifesinden de olabilirler. Hiçbir esma-yı hüsna yok ki onun görevli ruhanileri olmamış olsun. Bu Kuran-ı Kerim ayetleri ve süreleri için de geçerlidir. RUHANİLER ESMA-YI HÜSNALARLA DÖNÜŞÜRLER… Ruhaniler esma-yı hüsnanın sırrına mazhardırlar. Kendi yaşam kanunlarında Allah’ın dilediği sınırlar çerçevesine çıkmadan değişip dönüşebilmeye ruhanilerin selahiyetleri var. Kendi hayat kanunlarının dışına çıkmak için kullandıkları çeşitli kelimelerle şekilden şekile girebilirler. Bunun için de çok ağır bir bedel öderler. Değişip dönüşümün kanun dairesini zorladıklarında bu onların sonu olur. İnsan, kuş, kelebek, böcek, yılan, örümcek, kedi, keçi vb. hayvanların şekline girebilirler. Genellikle hiç beyazı olmayan kedi ve köpek; şeytani cinnilerin görselliği, tecellisi olarak kabul edilir. RUHANİLER ELDE EDİLEBİLİR… Sufizm yolundaki velilerin, evliyaların emrinde bulunan ruhaniler vardır. Allah, ihlasla kendini anan sufilerden çoğuna armağan olarak ruhaniler verir. Kimileri bunların farkında olur kimileri olmaz. Ruhanilerden birini elde edenler sonsuz sevinç içinde kalırlar. Elde edilen ruhaniler dünya ve ahirette yardımcı olurlar. Kur’anda ve esma-yı hüsnanın sır bahçelerinde onları elde etme, onlardan yararlanma yolu açık bırakılmış. Esma-yı hüsnalardan usulünce yararlanırsa ruhanilerle iç içe olunabilinir. Hatta onlar istihbaratta, tıpta, iletişimde ve benzeri sahalarda kullanılabilir. BİAT ALMADAN, İZİNSİZCE ESMAYLA RİYAZET YAPMAK TEHLİKELİDİR… Sufizm okullarından selahiyetli bir gavsın ya da insan-ı kamilin elinden biat almadan esma-yı hüsnayı çalışanlar kendi başlarına riyazet yapıp ruhani alemleri fethi amaçlayanlar cinni şeytanların ağına düşerler. Onlara yem olurlar. Sufizm yoluna girerek biat almayanlara esma-yı hüsnanın ruhanileri de asla gelmez. O yollara girmeden velayet elde etmek tehlikeli sonuçlar doğurur. Biatsız esma-yı hüsna çalışanların, kendi başlarına riyazetler yapanların çoğu ya yoldan saparlar ya da cine şeytana maskara olan zavallı birer medyum olurlar. Esma-yı hüsnayla rizazet yapmak için selahiyetli birinden icazet almak gerekir, aksi halde çok tehlikeli sonuçlar ortaya çıkabilir. HAFTANIN GÜNLERİNE BAKAN VAZİFELİ RUHANİLER VAR… Sufizm yolunun havassına mazhar kimi evliyalar vardır Ahmed Ziyaüddin Gümüşanevi, Muyyiddin İbn-i Arabi, İmam Ahmet Bin Ali El-Buni Hazretleri, İmam Yafii gibi… Bunlar, haftanın günlerine bakan ruhanilerin varlığına işaret etmişler, onların çağrı dualarını ve sırlarını açıklamışlardır. İmam Yafii Hazretleri yedi günün ruhani vazifelilerinin adlarını o günün esmasını ve harfini vererek büyük sırra dikkat çeker. Bu yedi harften herbiri haftanın bir gününe denktir. Pazartesinin harfi “şın” dır. O günün esma-yı hüsnası “Şakir” adıdır. Pazartesinin ruhani vazifelisinin adı “Cebrail Aleyhisselam” gününün harfi “ze”dir. Esma-yı hüsnası “Zekiyyu”dur. Ruhanisinin adı “Semsemail Aleyhisselam”dır. Çarşambanın harfi “zı”dır. Esması “Zahir”dir. Ruhanisi “Mikail Aleyhisselam”dır. Perşembe gününün harfi “se”dir. Esması “Sabit”tir. Ruhanisi “Sarfiyail Aleyhisselam”dır. Cuma gününün harfi “cim”dir. Esması “Cebbar”dır. Ruhanisi “Anyail Aleyhisselam”dır. Cumartesinin harfi “fe”dir. Esması “Fatır”dır. Diğer günlerdeki butün ruhaniler bu güne tasarruf ederler, özel bir ruhani adı yoktur. Pazar gününün harfi “hı”dır. Bu günün özel bir duası vardır. Ruhanisi “Rukıyail Aleyhisselam”dır. Haftanın yedi günü için öngörülen harflerin yedi adet olması, bu harflerin Fatiha Süresinde geçmemesi ism-i azamın yedi sayısının sırrını kapsaması ve belirtilen yedi harfin tamamının En,am Suresinde geçmesi oldukça düşündürücüdür… ESMA-YI HÜSNAYI ÇALIŞMA YOLLARI… Esma-yı hüsnayı çalışmanın çok değişik yolları vardır. En büyük sır da esma-yı hüsnanın ebcet sayısınca anılmasındadır. Bir başka yol da esma-yı hüsnanın ebced sayı değerini kendisiyle çarpıp çıkan sonuç kadar onu anmaktır; bu durum ism-i azam gibi bir şeydir ve bunda çok büyük bir sır vardır. Asıl sır buradadır. Sözgelimi “Allah” esmasının ebcetsel sayı değeri altmış altıdır. Altmış altıyı kendisiyle çarparsak dört bin üçyüz elli altı rakamına ulaşırız. İşte Allah esmasını bu sayı kadar anmakta çok azemetli sırlar vardır. Bu sayıların esma-yı hüsnaya müvekkel olan ruhaniyi yaklaştırma gibi esrarları vardır. Sufizm yollarına biat eden müritler özellikle mürşitlerin önerdiği virtleri yaparak seyr-i süluk ederler. Dilerlerse hoşlarına giden herhangi bir esmayı şefaatçi ve vasıta kılarak amaçları için çalışabilirler. Sufizm yoluna biat eden kimseler esma-yı hüsnadan dilediklerini çalışmaya ruhsatlı sayılırlar; çünkü onlar esma yoluna bağlanmış has bir zümredirler. Esma-yı hüsna çalışılırken abdestli olunmalıdır. İlk önce gözler kapatılmalı yavaş yavaş vucut gevşetilerek yoğunlaşılmalıdır. Tamamen düşüncelerden arınıp kendini yok olmuş bilerek hatta evreni de yok bilerek çalışılan esma seri bir şekilde okuyanları amaçlarına ulaştırır. Esma, güneşe benzeyen bir nur gibi düşünülüp o ışık altında kalındığı fikredilerek çalışılmalıdır. Yoğunlaşmayı başaranlar korkunç bir zafer kazanırlar. Esmaların bütün yararlarına çok seri bir şekilde ulaşırlar. Esmaları böyle çalışmak gerekir. Gaflet ve vesvese içinde yapılan zikrin sevaptan başka bir yararı yoktur. Her esma ebcetsel sayı değeriyle şifrelenmiştir. Bu sayılarda mucize sırlar vardır. Ebcetsel sayı değeriyle verilen herhangi bir esmayı, tekrar aynı sayıyla çarpıp çıkan sayı değerince eksik fazla olmadan anmakta, söylemede ism-i azam sırları sayı bereketiyle ruhani alemlerin kapıları açılır ve esmanın sırları ortaya çıkar. Nasıl ki bir anahtarın küçük bir dişlisi olmadan kapılar açılmıyorsa bunun gibi esmayı belli bir sayı düzeninde çalışmamak da aynı sonucu doğurur. Yıllar geçse de hiçbir sır açığa çıkmaz. Her esma sayısal bir mucizedir, gayp kapılarının kildidir. Kapalı kapıların açılması için de esmanın ebcetsel sayısal değer çok önemlidir. ESMA FITRATA, AMACA UYGUN OLMALIDIR… Her insan esmaya mazhar yaratılmıştır. Nasil ki parmak izleri ve yüz ayrı ayrıysa aynen öyle de her insanın yaratılışında esma faklılığı vardır. Kimi Rahman, kimi Vedüd, kimi Muhyi ,kimi de Celil fıtratlıdır. İnsanların anlaşmazlıklarının temelinde de esma farklılığı vardır. Çalışılan esma amaca uygun olmayınca beklenen yararlara ulaşılmaz. Sözgelimi bir insan düşünün vesvese onun kaderi olmuş adeta… Hergün vesveseden ölüyor. Bu insan, “Ya Rauf” çalışırsa ne olur? Amacına ulaşmamış olur. Çünkü Rauf esmasının vesveseyi izaleye dahli yoktur. Esma-yı hüsnanın her biri ayrı ayrı tecelliye sahiptir. Bir tecelli diğerine karışmaz. Vesveseden helak olanların çalışması gerekli olan esma “Ya Kuddüs” dür. Çünkü bu esma vesveseyi yakıp yok eden her türlü kiri pası temizleyen bir tecelliye sahiptir. Yine bir insan düşünün nereye gitse ne yapsa hep hakarete maruz kalmaktadır. Evde, sokakta, işte hep aşağılanmaktadır. Bu insan “Ya Hayy” çalışmaya başlarsa ne olur? Amacına uygun bir esma seçmiş olmaz. Yine, her yerde horlanıp durur. Oysa böyle biri “Ya Aziz” esmasını çalışsa bunu da ebcetsel sayı çarpımıyla yapsa kırk gün geçmeden izzetli, el üzerinde tutulan biri haline gelir. Bu, doğru çektiği esmanın tecellisi neticesinde açığa çıkan bir şeydir. Sufilerin seyr-i sülukta başarısız olmalarının temelinde de fıtratlarına uygun esmayı çalışmamaları yatar. Sözgelimi bir sufinin yaratılış fıtratı; atak, girişimci, tuttuğunu koparan dışa dönük olsun. Bu sufi “Ya Halim” çalışırsa fıtratına aykırı bir esma seçmiş olur. Bu sufi “Ya Seri’u” çekse seri bir şekilde yol alır. Hayret edilecek sonuçlar ortaya çıkar. Her gıda her insana yaramadığı gibi, her esma da herkese yaramaz. Esmaların hepsi şifalı ilaçlara benzerler. Ama insan kendi hastalığına uygun ilaç alıp doğru esmayı çekebilmelidir… Aksi halde beklenen yararlara ulaşılamaz. Eğer sizin düşmanlarınız çoksa ,her gün birileri size sataşıp duruyorsa yüz milyon defa “Ya Rezzak” çekseniz ne olur? Hiçbir şey… Çünkü bu esma, düşmanlara karşı bir tecelli açığa çıkarmaz. Sadece helal rızk getirir, hepsi bu… Ama “Ya Muntakim” diye zikrederseniz daha bir kaç hafta geçmeden düşmanlarınızın herbiri müthiş bir felakete düşüp sille yer. Bunu da “Muntakim” esmasının tecellisi yapar. İnsan ihtiyaç sahibidir ve hastadır. Esmaların hepsi de birer şifalı ilaçtır. Bir insan gereksinimine göre değişik değişik esmalar çalışabilir. Özellikle Sufizm yollarına biat edenler özgüven içinde diledikleri esmaları çalışabilirler. Bu, onlara verilmiş birer icazettir, ruhsattır. Bunu, çok iyi anlamak lazım… Hiçbir insan yok ki Kur’anda kendine bakan bir süre ayet olmasın; hiçbir insan yok ki esma-yı hüsnadan kendine bakan bir esma olmasın… Bir insan kendi yaratılış fıtratına uygun düşen esmayla çalışmazsa yıllar geçse de hiçbir ilerleme sağlayamaz. Kul samimi olursa Allah bunu gönlüne ilham eder… Kalbi dinlemek kadar güzel bir şey yoktur. Kalp Allahı yansıtan bir ayna… Kalp ilahi sırra açılan bir pencere… ESMA-YI HÜSNALARI ÇALIŞMA ZAMAN DİLİMİ… Esma-yı hüsnayı hangi amaç için çalıştığımıza bağlı olarak zamansal sınır da değişir. Sözgelimi Sufizm yoluna bağlı biriyseniz mürşidinizin size tarif ettiği dersi ölene kadar yapmalısınız. Ama özel amaçlar içinse, sevgi, ilim, rızk, başarı, hastalık, sihir, düşmanlıklar, rüya, yakaza ve benzeri 7,14,21,40 günle 150 gün arasında bu çalışmalar değişebilir. Yani yedi günle altı aylık zaman dilimi arasında bu esmalar zikredilebilir. Bu çalışma amaca ulaşıncaya kadar da sürdürülür… En etkilisi de esma-yı ilahinin ebcetsel sayı değeriyle esmayı zikretmektir. Sözgelimi “Hayy” esmasının ebcetsel sayı değeri 18’dir. Bu esmayla özel bir dua planlanıyorsa 18 gün buna devam etmelidir. Yine “Ya Basıt” esmasının ebcetsel sayı değeri 72’dir. Yetmiş iki gün boyunca bu sayıda esmayı anmak ruhu sevinçlere boğar. Sırlar açığa çıkar. Böyle bir usul de vardır. İnsanlar, birbakıma esmanın ışınlarına aşık olarak yaratılmışlardır. Bir insan hangi esmaya aşık oluyorsa, ona büyüleniyorsa kalbinde onun sıcaklığından esin varsa o esmayı seçmelidir. Dilerse bir halife bunun tersini söylesin… Bunda büyük bir bereket ve sır vardır. Kalbin sevmediği, aşık olmadığı esma yol aldırmaz sadece sevap getirir… Ya aşık olunan esmalar öyle mi? Onlar ruhumuzu aşkla ışınlayacak bir nurdur. Ruh, esmanın aşkıyla, ondan aldığı ışınla büyür ve gelişir. Ruh gereksinim duyduğu esmaları çok iyi tanır. Ona karşı gizliden bir aşk yönelimi sergiler. Ruhun sevgilisi ve aşkı olan esmayı; ledüne sahip olan kimi veliler bilip söyleyebilirler. Bu çoğunlukla olası olmadığına göre en doğrusu Allah’a yakarıp dua ederek kendine yararlı olacak ve mürşitlik edecek esma-yı hüsnayı Ondan istemektir. Bir hafta kadar samimi kalple dua edildiğinde Allah’ın esma-yı hüsnaları sırasıyla yavaş yavaş okunmaya başlanır. Ruh, kimi esmalar okunurken aşktan çıldırır, onu ister… İşte o esma mühim bir mürşit olabilir ve çalışan hakkında ism-i azam hükmüne geçebilir. Gelinen konaklara göre de bu esma aşkı zaman içinde başka başka esmalara kayabilir. Bu da çok doğal sayılmalıdır. Bir sufinin “Rahman” esmasına aşıkken bir zaman sonra “Fettah”a aşık olması bereketli bir şeydir… Esmaları sevmede ruhun gereksinimi, ilahi esin yelleri, yaratılış sırrı çok önemlidir. Esma çalışmadan yana hiç kimse bir esmayı çalışmaya karşı sık boğaz edilmemelidir. Severek yapılan her şey güzeldir… ESMANIN RUHANİLERİYLE BULUŞMAK… Her esmanın “huddam” denilen ruhanileri “vazifelileri vardır. Bunlar bir esmanın ebcetsel sayı değeri kadardırlar. Sözgelimi “Azim” esmasının ebcetsel sayı değeri 1020’dir. İşte bu esmaya vaziyet eden bin yirmi adet azametli ruhani vardır. Bin yirmi meleğin emrinde de bin yirmi ruhani ya da cinni vardır. Ruhanilerden, cinnilerden, meleklerden oluşan bu görevliler esmanın tecellisine uygun bir esinle zikredene yardımcı olurlar. Zikreden esmaya aşıksa ve bunu aşkla yapıyorsa özellikle ebcetsel sayı değerine dikkat ediyorsa esmanın ruhanileri gelmeye başlarlar. Gece boyunca onunla irtibata girmeye çalışırlar. Ruhuna vücuduna evine bakışına sesine sinerler. Bu Sufizm yoluna biat etmenin özel bir kazanımıdır. Biat etmeyenler için bu ledün nimetleri kapalıdır. Sufizm yolu dışında kalanların huddamlarla görüştüklerini sanmaları sadece bir yanılgıdır. Onlar cinni şeytanların oyuncağı olurlar. Bütün medyumlar da öyledirler. Tarikat sahasına biat edenler Allah tarafından korunma altında olurlar. Elde ettikleri de o dairenin ledünni bereket sırları olur. Bütün esmalar Allah’ın rızası, amaçlar, vesile ve vasıta kılınmak için yapılmalıdır. Her şeyin başı ihlastır. Allah’a, bir esmada aşık olana bütün ruhaniler de aşık olur. O dilemese de Allah kendini anan kulunu dilediğine sevdirir. Esma bitikten sonra “Yüce Allahım bu esmanın ruhanilerini bana musahhar kıl ve işlerime yardımcı ver.” diye dua edene Allah tehlikesiz bir şekilde ruhanileri yollar. Ona yardımcı olmak için akın akın gelirler. Bu ise dehşet bir lütuftur. Bir sufunin o sahayı merak etmemesi Allah’ın açtığı böyle bir kapıyı yok sayması sadece cehalettendir. İnsan sünnet ve kuran dairesinde kalıp Allah’ın verdiği her türlü nimetten yararlanmalıdır. Bunu yaparken de yalnızca Allah’a dayanmalı ona yönelmelidir. Allah ruhanilerle bir sufiyi buluşturmuşsa bu çok özel bir sır olarak kalmalıdır. Aksi halde sırrı söylemek kimi zaman o sırrı bir daha görmemeye neden olabilir. Bu da acı olarak yeterli olan bir şeydir. Sufilerin çoğu ruhani daireye sırt döndükleri için elli atmış yıl sonra bile yerlerinde sayıp kalmışlardır. Allah’ın özel olarak her esmaya atadığı ruhaniler kimi cahil ve softa müritlerce iyi gözle görülmemektedir. Onlardan uzak kaldıkları için de yerlerinde sayıp durmaktadırlar. Öyleyse esmaların ruhanileriyle buluşmak onları yardımcı olarak istemek için dua etmeli Allah’a yakarmalıyız. O dünyanın nimetleriyle Allah bizi buluşturmuşsa bunu örtüp gizlemeli sinemizde ötelere götürebilmeliyiz… Kim ki hak bir tarikata intisap etmemiştir, hak bir mürşidin elinden biat almamıştır, onun esmaların ruhanileriyle buluşması yardımlaşması sadece bir zan ve hayaldir. O kapı kapalıdır. Esmaların ruhanileriyle buluştuğunu sananlar da cinni şeytanların maskarası, kuklası olan zavallılardır… Ruhanilerle buluşmak için İmam Ali Hazretleri Celcelütiyesinde Allaha yakarır… Emrine ruhani ifritler vermesini diler… Aynı dilek Nakşibendi tarikatının kurucusu İmam Bahaüddin Nakşibent hazretlerinin Evrad-ı Bahaiyye Azimetinde açıkça görülebilir. İmam Ahmet Buni,İmam Yafii, Seyyit Emir Sultan gibi binlerce evliya bu sırları içeren ledünni bilgiler aktarmışlardır. Yani ruhu ergin olana, bu yollar, Allah’tan esmanın ruhanilerini kendine musahhar edilip yardımcı verilmesini dilemek, ism-i azam sırlarındandır. DUA İÇİN UYGUN ESMALAR SEÇİLMELİDİR Dua bir müminin kulluk borcudur ve onun sonsuz gücüdür. Dua her şeyin sahibi olan Allah’ı hatırlama ona yakarmadır. Dua inanarak yapılırsa kaderi bozar. En tehlikeli hastalıklar bile inanarak yapılan duayla yok olup gider. Duada çok büyük sırlar var. Dua için başta bir miktar estağfurullah çekilmeli 70, sonra da efendimize salatu selam getirilmeli 11, ardından neye ihtiyacımız varsa o esma ya da esmalar seçilmelidir. Sonra da esmanın ebcetsel sayı toplamınca lailahe illallah demeli, esmayı çekerek Allah’a yakarmalıdır. Dua için uygun esma bulunursa seri bir şekilde sonuç alınır. Esma ve dua bitince yine bir miktar istiğfar çekilir, bir miktar selatu selam söylenir. Ardından fakire bir miktar sadaka verilir. Sözgelimi vesveseyle helak olan biri yetmiş istiğfar, on bir selavattan sonra Kuddüs esmasını ebcetsel sayı değerince 170 defa “Lailaheillallahul Kuddus” çekip vesveseyi Allah’tan yok etmesini dileyip” buna kırk gün kadar devam etmelidir. Vesvesenin nasıl söndüğüne tanık olunacaktır. Hasta olan biri yine başta 70 istigfar, 11 selavat çekip niyet ederek 422 defa “lailahe illallahul Şafi” virdini kırk gün çekip Allah’a yakarırsa şifa bulacağı vesileler önüne çıkar. DUA ve ESMA YOĞUNLAŞILARAK YAPILINCA ETKİLİ OLUR… Dua ya da tarikat virtleri inanarak, yoğunlaşılarak yapılmadığı zaman beklenen yararlar ortaya çıkmaz. Dua edecek olan kişi haram lokma yememeli, gıybet etmemeli ya da dinlememelidir. Bu arada dinde icat edilen bidat muamelelere girmemeli, buna taraftar olmamalıdır. Şans oyunlarından, faizden, kalp kırmaktan uzak durmalıdır. Dua zamanı için yatsı sonrası ya da sabah namazı farzıyla sünneti arası kırk gün aksatılmadan duaya devam edilmelidir. Dua edecek kişi ilk önce temiz bir elbise giymeli abdestli olarak kıbleye karşı oturmalı birinci aşamada gözler kapalı bir şekilde kalbinde dünyaya ait ne varsa ondan uzaklaşılmalıdır. İkinci aşamada kendisini ölmüş bilip toprağın altında mahvolmuş, şanı şöhreti gitmiş şekilde düşünmelidir, buna da beş dakika devam edilmelidir. Sonra Allah’ın nurunu tecellisini sağanak sağanak yağan bir yağmur gibi düşünüp kendini de o yağmur altında ıslanıyor diyerek fikrederek yetmiş istiğfar, on bir selavat söylenip niyet edilerek “Lailahe illallah” zikriyle ihtiyaç duyulan dua esması ebcetsel sayı değerince söylenip bu isimler şefaatçi ve vasıta kılarak dua edilirse daha yedi gün geçmeden güzel sonuçlar ortaya çıkar. Bu muameleye kırk gün kadar devam edilmelidir. Dileyen vekaleten birine de dua ettirebilir. Duanın sonunda bir miktar sadaka fakire verilmeli ve sabra çekilerek dua sonucu beklenmelidir. Allah duayı üç türlü kabul eder Ya isteneni verir. Ya isteneni vermez daha hayırlısını verir. Ya da duayı ahiret hesabına kabul eder. Gerekirse bu muamele tekrarlanır, duada ısrarlı olmak gerekir. Allah duaya mutlaka icabet eder. Tarikatlardaki sufilerin yıllar içinde ilerleme göstermeden aynı yerde kaldıklarına sıklıkla tanık olunur. Kimi tarikat ehlinin yıllar sonra bile başladığı yerde kalması virtleri yukarıda belirtilen şekilde yapmamayla ilgilidir. İnanarak yoğunlaşarak yapılan dua ism-i azam sırrını açığa çıkarmada oldukça etkilidir. Tarikat ehili bir sufi yoğunlaşabildiği ölçüde yol alır. Yoğunlaşmak öte alemle irtibata geçmenin anahtarıdır. Ötelerle irtibata geçenlere fetih ve sır kapıları açılır. Aksi halde hiçbir ilerleme kaydedilmez. İsterse yetmiş yıl geçsin, her gün de yirmi bin esma çekilsin… Değişen hiçbir şey olmaz. Sadece virdin sevabı alınır hepsi bu… Yetmiş yıl önce nereden başlanmışsa yetmiş yıl sonra da aynı yerde kalınır. Bu durum Kur’an okunurken, namaz kılarken de geçerli olan bir muameledir. Velayet ya da dua kabulü çekilen esmanın tecellisinin açığa çıkması sırrıyla ilgilidir, bunun için de inançla yoğunlaşıp virtleri yapmak şarttır. ESMA-YI HÜSNANIN EBCETSEL DEĞERLERİ ve SIRLARI… Esmaların ebcetsel değeri oldukça önemlidir. Dua ve virt ufkunda esma çekileceği zaman ilahi sırları kapsayan sayılara çok dikkat edilmelidir. Esmanın ebcetsel sayı değerinden sonra “/” imiyle verilen rakamlar o esmanın ism-i azam sırrını açığa çıkaran sayılar olup oldukça önemlidir, bu sayılarda aklın kavrayamayacağı sırlar vardır. Esmanın ism-i azam sırrını açığa çıkaran sayılar bir topluluğa paylaştırılarak virt halinde yapılabilir. Sohbet için bir araya gelen topluluklar herhangi bir esmayı ism-i azam sırrını kapsayan ebcetsel sayıyla anıp dua etseler olağanüstü sırlar açığa çıkar. Sözgelimi Rahman esmasının ism-i azam tecellisini ortaya çıkaran sayı bu sayı hatme katılanlara taksim edilip paylaştırılsa ve hatim bitiminde bu esma şefaatçi ve vasıta kılınarak dua edilse tecelli sırları zuhur eder. ALLAH İsm-i azamdan zat esmalar bu ismin birer sıfatıdır. Nefs-i emmarenin ıslahı, kötü sıfatların yanması bu adla mümkün olur. Tarikatta bütün derece ve makamlar bu esmanın bereketiyle elde edilir. Bu mübarek ad bütün esma-yı hüsnayı içinde toplamaktadır. Bütün adlar bu addan türemiş ve bu ada sıfat olmuştur. Allah adını çokça anan kimseler nefis menzillerini seri bir şekilde geçerler ve oldukça heybetli olurlar. Öyle bir heybet elde ederler ki kimse yüzlerine bakmaya cesaret edemez. Ulvi ve sufili latifeler bu adın nuruyla olgunlaşır, nefis bu adın nuruyla olgunlaşıp insan-ı kamil olmaya başlar. Kadri ve Nakşi tarikinde seyr-i süluk edenler ilk önce bu esmaya talim ederler. Latifelerin ıslahı için bir günde en az beş bin Allah esması çekilmelidir. Aksi halde latifelerin ıslahı söz konusu olamaz. Tariklerde yol alınamaz. Cezbeler konağına adım atmada, yolları katetmede bu esma tecellisi oldukça etkilidir. Ebcetsel sayı değeri66/4356 RAHMAN Eşsiz bir merhamete sahip olan, merhamet tecellisinden her zerreyi sevinçlere gark eden demektir. Bu adı çokça okuyanlar eşsiz bir merhamete sahip olurlar. Heybetlerinden herkes çekinir. Rızk bereketine kavuşurlar. Çaresiz hastalıklara yakalananlar bu esmanın tecellisiyle selamete kavuşabilirler .Adları Abdurrahman olanlara bu adın çok büyük yararı vardır. Ebcetsel sayı değeri298/88804 RAHİM Ahirette rahmet tecellisiyle her mümini sevindiren demektir. Rahim adını anan kimseler dünya ve ahirette kesintisiz bir şekilde Allahın Rahmetine nail olurlar. Ellerinde olmadan çevredeki insanlara sevgi ve merhamet gösterirler. Rızk bereketine ulaşırlar. Bir nevi kendilerine gelen her türlü nimete karşı şükür halinde sayıldıklarından rızkları bollaşır. Bu esma, adı Rahmi olanlar için bir ism-i azamdır, onların her işi bu isimle ilgilidir. Esmanın ebcetsel sayı değeri258/66564 MELİK Her şeyin kuşatanı sahibi idare edeni anlamına gelir. Akıllı, bilgili insanlara, özellikle yönetici, öğrenci olanlara bu ad oldukça yararlıdır. Bu adın tecellisine gark olanlar, her şeyi idare etme hassası kazanırlar. Herkese heybetli ve vakarlı gözükürler. Her türlü kazadan felaketten emin olurlar. Anlama ve kavrama güçleri günden güne artar. Ebcetsel sayı değeri90/8100 KUDDÜS Bütün kirleri pasları temizleyen demektir. Cinlerin, şeytanın, nefs-i emmarenin vesvesesinden kurtulmak için bu esma oldukça etkilidir. Bu esmanın büyüleyici bir özelliği vardır. Kuddüs esmasının tecellisine mazhar olanlar mağaradan çıkan Ashab-ı Kehf gençleri gibi ilgi odağı olurlar. Her gören kendilerine büyülenir, adeta aşık olur. Evrende eko sistem halinde olan temizlikler yağmur, rüzgar, toprağa dönüşme ve benzeri hep Kuddüs adının tecellisiyle olur. Bu adın ruhanileri etkileme gücü vardır. Gayp alemlerinin açılması ,sıkıntıların giderilmesi bu esma tecellisiyle açığa çıkar. Bu esmayı çalışanlar ” Subbuhun Kuddüsün Rabbuna ve Rabbül Melaiketi ve Ruh” duasını da çalışırlarsa gaybın sırları ortaya çıkmaya başlar. Bütün kötülüklerden korunurlar. Bütün kötü işler hayra dönüşür. Ruhaniler kendisini uyku uyanıklık arasında ziyaret ederler. Bu dua da Kuddüs esmasının ebcetsel sayı değerince okunabilir. Ebcetsel sayı değeri170/28900 SELAM Yaratılanları günahlarından arındırıp selamete ulaştıran demektir. Bu isim Rical-ı Gayp erenleri grubunda görevli olan üçyüz altmışların zikridir. Onlar bu adın tecellisiyle donanıp darda kalanları selamete çıkarmaya çalışırlar. Selam adının, cinnilerin saldırısına, şeytanların tasallutuna, fena insanların çıkışmalarına ve tehlikeli hastalıklara karşı dehşetli bir yararı vardır. Özellikle korku içinde kıvranıp duran her şeyden korkan insanlara bu ad çok büyük yarar sağlar. Bu ada devam edenlerde korkudan eser kalmaz. Hatta korkuyu inkar edecek duruma kadar gelirler. Koruyucu bir kalkan gibi olan Selam adını ananlar, semavi bir felaketle yaşamlarını yitirmezler deprem, yangın, boğulmak, kaza ve benzeri… Selam tecellisi buna müsade etmez. Düşmanı çok olanlar bu adı anınca düşmanlarının her biri bir felakete uğratılır. Adı ananlar nerede olurlarsa olsunlar felaketlere maruz kalmazlar. Kalmışlarsa da kurtarılırlar. Bu ad cinleri mahveder. Psikolojik sorunları olanlar, cin saldırısına uğrayanlar bu ada devam ederlerse seri bir şekilde kurtulurlar. Cinler kendilerine kötülük etmeye yanaşamaz. Adeta zırha alınırlar. Bu büyülü ada devam edip cezbeye girenleri yılan, akrep sokamaz. Hatta kurşun bile işlemez. Kendilerine saldıran düşmanların tümü felakete uğrarlar. Tıpta çaresiz kalınan hastalıklardan kurtulmak için bu ad oldukça etkilidir. Adı çalışmaya ihlasla devam edenler her türlü tehlikeli hastalıklardan kurtarılırlar. Bu ad, Yasin süresinin “Selamun kavlen min Rabbin Rahim” ayetiyle çalışılırsa ortaya esrarlı tasarruflar meydana çıkar. Çok hayırlı neticeler alınır. Bu ayet 131,313,432,817 sayılarının herhangi biriyle okunduğunda olağanüstü haller ortaya çıkar. Bu da esmayı yapanın inancı ölçüsünde olur. Selam adı kurtarıcı bir rahmettir. Koruyucu bir zırhtır. Çok azametli bir isimdir. Selam esmasının ebcetsel sayı değeri131/17161 MÜ’MİN Azabından inananları mahlukatı koruyan örten demektir. Kendini kötü söz söylemekekten alı koyamayanlara, inanç bozukluğu içinde kıvranıp vesveseye düşenlere bu adın büyük yararı vardır. Nefse ve mala zarar gelmesinden korkuluduğunda bu ad anılmalıdır. Devamlı okuyanlar düşmanlara karşı korunurlar. Ayrıca dilleri yalandan muhafaza edilir. İsteseler de kötülük yapmaya yönelemezler. Her türlü hastaya şifa niyetiyle okunduğunda yarar sağlar. Ebcetsel sayı değeri130/16900 MÜHEYMİN Yoktan var ettiği mahlukatı gözetip koruyan demektir. Kalbin nurlanması için bu ad çok yararlıdır. Bu ad düşmanların sataşmasından, her türlü bela ve musibetin berterafında yarar sırlar bu adın içinde gizlidir. Bu adı selim bir kalple okumaya devam edenlere olacak hadiseler rüya aleminde gösterilir. Yedi gün boyunca yatsı sonrasında samimi bir kalple beş bin defa bu adı ananlar neyi merak ediyorlarsa rüyalarında görebilirler. Yunus Aleyhisselamın balığın karnında bu esmayı zikrederek sahil-i selamete ulaştığı rivayet edilir. Ebcetsel sayı değeri145/21025 AZİZ İzzet ve şerefte hiçbir şeyde benzeri olmayan hep kadir ve galip olan içinde itibarlarını kaybedenler, evde, işyerinde onurlarını yitirmiş olanlar, korku içinde yollarını şaşırıp kalanlar bu adı anmaya devam ederlerse bütün bunlardan kurtulurlar. Rızkları yağmur gibi akıp gelmeye başlar. Evde sevgi ve huzur oluşur. Aileler ve hane halkı sevgiyle kaynaşmaya esmayı çalışanlara kim kötülük etmeye yeltense korkunç bir belaya uğrar. Esmayı çalışanların düşmanları birer birer helak olurlar. Bu esmanın mucizesiyle hiç umulmadık yerden rızklar akıp gelmeye başlar. Aziz esmasını çalışanlar dostları tarafından oldukça sevilirler ve aranırlar. Zikre devam edenler dünya ve ahirette şerefli bir yere sahip olurlar. Mutlu bir yaşam sürerler. Esmanın ebcetsel sayı değeri94/8836 CEBBAR İstediğini yapan, mutlak hüküm sahibi olan, azameti karşısında her mevcudun küçük ve zelil kaldığı Allah demektir. Bu esmayı çalışanlar çok korkunç derecede heybetli olurlar. Üzerlerinde öyle bir heybet oluşur ki cinler ve insanlar hatta vahşi hayvanlar bile bu heybetten titrer çekinirler. Özellikle cinni ve insi düşmanları zelil perişan etmek için bu ad birebirdir. Bu esmaya devam edenlere hiçkimse bir kötülük dokunduramaz. Yapmaya kalkışırsa korkunç bir felakete uğratılır. Bu esmaya devam edenin düşmanları birer birer dostluk mesajları vermeye başlarlar. Esmayı zikredenden korkup çekinirler. Bu esmayı çalışanların emrine girmek için bütün yaratılmışlar can atarlar. Onun sözünü dinler ve yerine getirirler. Tutuklu olanlara, hapiste yatanlara bu ad bir kurtuluş vasıtası olabilir. Bu adın cezbesine ulaşanlar kime dikkatlice bakıp nazar etseler düşmanlarını felakete uğratırlar. Kendilerine cinniler tasallut olan kimseler bu adı anarlarsa cinnilerin iflahı kesilir. Esmaya devam edildikçe cinniler yanıp kahrolurlar. Tasallut oldukları insanı terkederler. Ebcetsel sayı değeri 206/42436 MÜTEKEBBİR Mutlak büyük ve ulu olan. Büyüklüğü, azametiyle sonsuz olan Allah demektir. Bu esma cinni ve insi düşmanları olanlara bir zırh gibidir. Günaha girmekten kendini alıkoyamayanlar bu esmaya devam ederlerse, dileseler de günahlara girmeye cesaret edemezler. Cinniler bu esmadan çok çekinirler. Mütekebbir esmasının tecellisi cinnileri mahvedip öldürebilir. Ruhani hastalıklara uğrayanlar bu adı anmakla büyük yararlar sağlarlar. Düşmanı çok olanlar bu ada devam ederlerse düşmanlarını tümü zelil ve perişan duruma düşer. Esmaya devam edenlerin sözleri herkes tarafından dinlenir. Bu adı ananlarda korkunç bir heybet oluşur. Öyleki hiç kimse onların yüzüne bakarak konuşmaya cesaret edemez. Bu adı ananların düşmanları korkudan mahvolurlar. Adı ananla dost olmak için fırsat kollarlar. Cinniler bu adı çalışana kötülük yapmak için yaklaşamazlar. Yanar helak olurlar. Esmanın ebcetsel sayı değeri662/438244 HALIK Yaratıcılığının ve yarattıklarının sınırı olmayan bütün kaza ve kaderi yaratan Allah demektir. Bu esma araştırma geliştirme işyle uğraşan bilim insanları için esin ve keşif kaynağıdır. Bilim adamları bu esmaya devam ederlerse pek çok projeler ortaya çıkarırlar. Sanat adamları için de bu esmanın çok büyük yararları vardır. İyileşmesi müşkil olan maddi manevi hastalıkların şifası, kalbin nurlanması ve ledün bilgisi elde etmek için de bu ad çok etkilidir. Bu adı anmaya devam edenler yaratılan şerlerden kurtulup selamette kalırlar. Çocukları olmayan aileler bu ada devam ederlerse çocuk sahibi olacak sebeplere ulaştırılırlar. Sırları sezmede, kaybolan yitiğin dönmesinde adın tecellisi önemli bir işleve sahiptir. Ebcetsel sayı değeri731/534361 BARİ’U Her şeyi çok değişk biçimde yaratan Allah demektir. Bilim insanlarına ve sanatkarlara yararlı olan bir addır. Özellikle tıp doktoru olanların bu esmayı çalışmalarında çok büyük sırlar var. Bu ismi çalışan doktor hastalarını iyileştirmede oldukça başarılı olur. Buna kendisi bile hayret eder. Esmanın tecellisiyle hasta seri bir şekilde iyileşir. Uzun süre iyileşemeyen hastalar bu isme devam ederlerse şifa bulurlar. Bu isme devam edenlerin sıkıntıları sevinç ve ferahla değiştirilir. Esmanın ebcetsel sayı değeri213/45369 MUSAVVİR Her mahluku ezeli hikmetinin gereği suretlerle yaratan Allah demektir. Bu isme devam eden sanatkarlar ve araştırmacılar oldukça başarılı sonuçlar alırlar. Düşmanlığı dostluğa döndürmek için bu esma oldukça etkilidir. Sık sık düşük yapan kadınlar, bu esmaya hamilelikleri boyunca devam ederlerse Musavvir olan, düşüğe fırsat vermez. Musavvir esması bu isim hürmetine adı anana bol rızklı güzel ahlaklı bir çocuk armağan eder. Ebcetsel sayı değeri336/112896 GAFFAR Günahları gizleyip örterek bağışlayan affeden Allah demektir. Girdiği günahların neticesi olarak sıkıntıya felakete uğrayanlar bu adı anarlarsa kısa sürede çok büyük yarar sağlarlar. Sık sık sinirlenip parlayanlar bu esmaya devam derlerse bundan kurtulurlar. Esmanın tecellisine mazhar olanları düşmanları göremezler. Görseler de farklı bir simada görürler. Ona kötülük yapmaya fırsat bulamazlar. Kimi sır perdeleri bu esmayla yavaş yavaş açığa çıkar. Maddi ve manevi durumun düzeltilmesinde hatadan dolayı ezilip inleyen hatta hasta olanların affında bu esmanın tecellisi etkilidir. Bu adı ananların günahlarını Allah bağışlar ve onlara helal rızklar yollar. Esmanın ebcetsel sayı değeri1281/ KAHHAR Büyüklüğüyle dilediğini kahreden bitiren Allah demektir. Bu isim adeta büyülü gibidir. Bu esmaya çalışanlar dehşetli bir heybetle donanırlar; kime öfkeyle baksalar, bakılanlar zelil ve perişan olurlar. Uzak ve yakın açık ve gizli olarak kim bu esmayı çalışana düşmanlık etmeye yeltense o saatte şiddetli bir sille yer. Zelil ve perişan olacağı bir derde yakalanır. Nefsi azgın olanlar ve bu yüzden elde olmaksızın günaha girenler bu esmaya devam ederlerse nesf-i emmarenin, şehvetin şerlerinden kurtulurlar. Nakşibendi tarikatındaki evliyaların çoğu bu esmayla ölür dirilirler. Onların çalıştıkları en son esma “Ya Kahhar”dır. Esmayı çalışarak düşmanlarını Allaha havele edenlerin düşmanları mahvolur. Esmanın ebcetsel sayı değeri306/93636 VEHHAP Ayrım yapmaksızın her yaratılana karşılıksız ihsanlarda bulunup onları rızklandıran,sevindiren Allah demektir. Bu esma özellikle geçim sıkıntısı çekenlere yarar sağlar. Katı kalpli merhametsiz insanları yumuşak huylu yapmakta da bu esma oldukça etkilidir. Geçim sıkıntısı ve bereket için esmanın çok büyük tecelli sırları var. Ayrıca muratların olmasında bu esma oldukça etkilidir. Ebcetsel sayı değeri14/196 REZZAK Bütün mahlukatın maddi manevi rızklarını veren Allah demektir. Bu ad tabiat işlerinden sorumlu olan Mikail Aleyhisselamın ve avenesinin zikridir. Maddi ve manevi rızk için,bereket için bu esma ism-i azam sırrı taşır. Bu isma devam edenler ummadıkları yerden rızka kavuşurlar. Sevgi rızkı elde ederler. Kalp huzuru bulurlar. Arkadaş sayıları ve çevresi artar. Ticareteinden bereket görür. Rızkı yağmur gibi yağarak gelir… Ebcetsel sayı değeri308/94864 FETTAH Her güç işin önünü açıp kolaylık ve fetih veren, gerçek ilim kapılarını yarattıklarının yararına açan, onlara her türlü ilim ve feyiz alma imkanı sağlayan Allah demektir. Bu esmayı maddi manevi tıkanıp çaresiz kalanlara, işlerinin önü açılmayıp hep sekteye uğrayanlara çok büyük yararı vardır. Fettah esması ism-i azam sırrı taşır. Son Mehdi’de bu esma ism-i azam olarak açığa çıkar. Kutsi havarileri bile bu esma bereketiyle dünyanın dört bir yanına açılıp fetih bulurlar. Sufizm dünyasında yıllarca esma yaptığı halde bir sırra vukuf olmayan müritler bu adla Allahı zikrederlerse kısa zamanda acaip sırlara vukuf olmaya başlarlar. Garip sırların perdeleri yavaş yavaş kendilerine açılmaya başlar. Fettah esması; çok geniş dairede fetih getiren, engelleri kaldıran, büyüleyici özelliği olan kerametli bir esmadır. Bu isme mazhar olanların önlerindeki engeller neyse, Allah tarafından ortadan kaldırılır. Bilim insanları, talebeler, Sufizm yolunda bulunan salikler; işleri maddi manevi sekteye uğrayanlar Fettah adından yararlanabilirler. Adın tecellisi altında terbiye olanlara hiçbir şey güç gelmez. Binlerce işi, hiç yorulmadan, çok büyük bir keyifle yapabilme becerisini bu esma açığa çıkarmaktadır. Fettah esması yalnızca maddi sıkıntıları ortadan kaldıran bir isim değildir. Rüya perdelerini, yakaza perdelerini, gönül gözü perdelerini de ortadan kaldırıp açan çok dairede fetih yapan büyülü bir ism-i azam esmasıdır. Bu esmayı çalışanlar kısa sürede esmanın yararlarına tanık olurlar. “İnna fetehna leke fethan Mübina” ayetini 313,489 defa zikredenlerde olaganüstü sırlar açığa çıkmaya başlar. Bütün kapalı kapılar birer birer açılır. Rüya ve yakaza alemlerinde sırlar açığa çıkar. Engel olan şey neyse -başarı, evlilik, rızk, hastalık, huzursuzluk, düşmanlıklar- yavaş yavaş ortadan kalkıp güzel bir ufka gelir. Bu ismin özellikle çok zeki fıtratlı öğrencilere büyük yararları vardır. Kendi sahalarında olağanüstü açılım ve dönüşüm yaşamakta çok başarılı projelere imza atmakta bu ismin tecellisi önemli rol oynar. İlahi alemlerin ve kapalı kapıların açılmasınada sabır gerekir. Fettah adı azametli bir addır. Bu adın ışın tecellisi altında olan kimse kendi nefsini muhasebe edecek kudrete getirilir. Devam edenler, Allah’a yakınlaşma sırrını kavrarlar. Adın ebcetsel sayı değeri489/239121 ALİM İlminin, bilgisinin sınırı olmayan her şeyi bilen Allah isim özellikle öğretmen ve öğrencilere yarar sağlayan bir addır. Kavrama gücünün yükseğe çıkması bu ismi anmakla söz konusu olur. Bu esmanın kalbi nurlandırma hikmeti de vardır. Alim esmasına devam edenler zaman içerisinde çok büyük bir kavrama gücü elde ederler. Ruhani alemleri anlama algılama hassası kazanırlar. lim esmasına ilave olarak “Ya Allemel Guyup” kelimelerini de zikredenler kısa sürede kimi garip şeyleri görmeye başlar. Yakaza, rüya haliyle başlayan bu güzellikler esmayı zikredenin istidadına göre keşif dairesine doğru kayabilir. Öğrenci olanlar günde 150 defa bu adı anıp ders çalışmaya başlarlarsa çalıştıkları bilimde oldukça başarılı olmaya başlarlar. Her geçen gün kavrama güçleri artar. Alim esmasını çalışanlar her gün sabah ve akşam üçer kez “Bismillahillezi la yadurru me’asmihi şey’ün fil ardı ve la fissema’ vehüves Semi’ul Alim” derlerse, bütün belalardan ve musibetlerden Allah’ın yardımıyla korunurlar. Esmanın ebcetsel sayı değeri150/22500 KABIZ Daraltarak sıkan, yoksun bırakan Allah demektir. Bu esmanın tecellisi sıkıntıların çok geniş dairelerinde kendini gösterir. Evrende sıkılma sıkıntı adına ne varsa bu esmanın tecellisiyle açığa çıkar. Bu esma Azrail Aleyhisselam ve avanesinin zikridir. Esmaya devam edenlere dokunalar felakete uğratılırlar. Hakkında dedi kodu edenlerin dilini bağlamada etkili bir esmadır. Virt olarak çekenlerede heybet meydana gelir. İnsanlar kendilerinden çekinir ve korkarlar. Virdi çeken cezbe ehliyse öfkeyle baktığı kimselerden her biri bir felakete yakalanır, sıkıntıdan sıkıntıya düşerler. Esmanın ebcetsel sayı değeri903/815409 BASIT Bağış ve ihsanının bolluğundan her ihtiyaç sahibinin önünü açan Allah demektir. Bu esma tıkanan kapıları açmak için oldukça etkilidir. Özellikle maddi manevi tıkalı kapıların önünü açmak için oldukça önemli bir esmadır. Ruhsal yönden sıkılan, deprasyon geçiren, bunalıma düşen sebepli sebepsiz yere sürekli içi daralan insanlara bu esma çok yararlıdır. Esmaya devam edenler bir iki hafta içinde esmanın etkisini görmeye başlarlar. İçlerine bir huzur ve sevinç duyarlar. Bu sevinç esmanın tecellisinin açığa çıkması neticesinde oluşur. Basıt esmasının tecellisiyle kalp gözü açılır. Bu esmanın yardımıyla kalp perdeleri aralanır. Sıkıntı içinde kıvranıp duran insanlar bu esmanın zikrine devam ederlerse kısa zamanda hayırlı bir netice alırlar. Bu da esmayı çalışanın inancı oranında meydana gelir. Esmanın ebcetsel sayı değeri72/5184 HAFİD En yüce mertebeden en aşağı mertebeye indiren Allah demektir. Bu adın düşmanları perişan etmeye, onların hilelerine karşı korunmaya karşı büyk bir etkisi vardır. Bu esmaya devam edenlerin düşmanları zelil ve perişan edilirler. Zalim, azgın merhametsiz kimselerden sakınmak, onların insanlara yapacakları kötülüklerden korunmak için Allah’ın bu yüce adını anmakta büyük sırlar gizlidir. Esmanın ebcetsel sayı değeri1481/ RAFİU Dereceleri yükselten Allah demektir. Bu adı ananlar maddi manevi olarak yükseltilirler. Bu ad kolaylıkların ve yükseliş kapılarının anahtarıdır. Esmaya devam edenler fukaralıktan kurtulup halk içinde aziz olurlar. Bu isme devam edenler manevi yolculuklarında terakki ederler. Akranları arasında hatırı sayılır bir mertebeye getirilirler. Bu esmaya devam edenler zalimlerin şerlerine karşı korunurlar. Esmanın ebcetsel sayı değeri351/123201 MUİZZ İstediğini aziz kılan, istediğine mülk, saltanat, şeref ve şan veren Allah demektir. Yoksul olan ve gücsüz çaresiz düşen kimseler için bu ad kurtuluş vasıtasıdır. Bu durumda olanlar bu adı anarlarsa güçsüzlükleri güce döner. Ayrıca insanlar arasında vakarlı, heybetli görünüşleriyle herkesin sevgi ve saygısını kazanırlar. Kalpleri ilahi ilhamla gıdalandır, hangi işe yönelseler hayırlı olan şey ilham yollu içlerine doğar, bu sayede her işte aziz olurlar. Esmanın ebcetsel sayı değeri117/13689 MÜZİL Güç ve kuvvetlerine güvenenleri zelil, mağlup ve perişan eden Allah demektir. Bu ad zalim ve şerlileri yola getiren onları zelil ve perişan edip izzetsiz duruma düşüren bir tecelliye sahiptir. Kendilerine düşmanlık edenlere karşı bu adı anıp dua okuyan kimse korunma altına alınır. Kendisine düşmanlık edenlerden her biri bir derde uğratılır. Gücüne, varlığına güvenerek halkı ezmeye çalışanlar ve düşmanlar bu esmaya havale edilirse sonları perişan olur. Her yerde rezil olacak bir belaya uğratılırlar. Özellikle düşmana karşı savaşan askerlere ve kolluk güçlerine düşmanlarla çatışmaya gireceklere bu esma çok büyük yarar sağlar. Bu adı ebcetsel sayı değeri kadar anıp düşmanla çatışmaya giren asker ya da kolluk gücü düşmanları mağlup ve perişan eder. Esmanın ebcetsel sayı değeri770/592900 SEMİ’ Yarattığı alemlerdeki bütün varlıkları işten Allah ad özellikle vaazlara ve öğretmenlere yararlı olan bir esmadır. Bir topluluk önünde konuşanlara büyük yararı vardır. Kulakları ağır iştenler bu esmaya devam ederlerse sorunlarından kurtulurlar. Kendinden geçerek bu ada devam edenler yaratılan alemlerdeki sesleri işitebilirler. Gayp aleminde bulunan ruhanilerle konuşabilirler. Esmanın ebcetsel sayı değeri180/32400 BASİR Yarattığı her şeyi gören Allah demektir. Bu yüce adı ananlara Allah bütün gizli işleri aşikar kılar. Rüya, yakaza ,ilham yollu pek çok sırra bu adın tecellisi ile ulaşılır. Cezbe sahibi olan biri bu adı söylemeye devam ederse dünyevi ve ruhani alemdeki sırlara vukuf olmaya başlar. Olacak olayları önceden görebilir. Gördüklerini anlatmadıkça kalp gözü açılmaya başlar. Basir esmasını virt olarak çekenelerin görme hassaları gün geçtikçe artmaya başlar. Görme kusurları ortadan kalkar. Gözlerine ilahi bir kudret ışını yerleşir. O kadar ki gözlerin ışıltısın bakılamayacak bir heybet meydana gelir. Basir esmasına aşık olanlara gizli dünyanın sekineleri akıp akıp gelirler. Olacak olaylara dair bilgi verirler. Bu isme devam edenler çok geniş dairedeki hadiselerin tümüne kolaylıkla vukuf olur. Ebcetsel sayı değeri302/91204 HAKEM Her şeyi kusursuz, doğru olan; kaza ve kaderle her şeye hükmeden Allah demektir. Hakem ismi bilimlere hükmetme, sırları açığa çıkarıp yayma, başkaları üzerinde etkili olma tecellisini açığa çıkaran bir esmadır. Bu adı ananların sözleri her yerde geçerli olur ve kabul edilir. Özellikle öğretmenlere, avukatlara, idarecilere bu adın çok büyük bir yararı vardır. Hakim adı yalnız dünyevi değil ruhani alemleri de kapsayan bir esmadır. Bu adı ananlar ruhani alemlere de hükmedip söz geçirebilirler. Esmanın ebcetsel sayı değeri68/4624 ADL Gerçek bir adalet sahibi olan Allah demektir. Allah mutlak bir adalet sahibidir. Bütün hadiselerde bilinmedik bir adalet vardır. Herhangi bir konuda hüküm verme durumunda olanlara, hakimlere bu esmanın çok büyük yararı vardır. Zulme uğrayan kimseler bu esmaya devam ederlerse adil bir muamale ile karşılaşırlar. Esmaya devam ettikleri sürece de kimseye zulmetmezler. Adl ismi, İman Ali’nin ra ism-i azamlarından birisidir. Esmanın ebcetsel sayı değeri104/10816 LATİF Kullarına ihtiyaç duydukları şeyi ihsan eden Allah demektir. Bu esma ruhi bunalım, deprasyon, ruhi yıkım, çaresizlik, ümitsizlik, felaket ve hastalık içinde kıvranıp duranlara çok büyük yarar sağlayan bir tecelliye sahiptir. Bu esmaya devam edenler her türlü semavi arzi kazalardan korunurlar. Latif esmasının ruhanileri çeken toplayan azametli bir sırrı vardır. Bu esmaya devam edenler ruhani alemlerle irtibat kurabilirler. Sıkıntı içinde kalıp bunalıma düşenler bu adı zikir vasıtası kılarak dua ettiklerinde içinde bulundukları felaketlerden kurtarılırlar. Bu esmaya devam edenler oturmaları kalkmalarıyla oldukça kibar olurlar. Tıpta çaresiz kalınan hastalıklardan kurtulmada bu esmanın azametli bir sırrı vardır. Latif esması Mehdi Aleyhisselamın ism-i azam esmalarından biridir. Bu esmaya devam edenler hoşlarına gitmeyecek bir muamele ile karşılaşmazlar. Kaderin kaza oklarını rüyalarında atlatma bereketine nail olurlar. Esmanın,belaları atmada, işleri kolaylaştırmada, rüya alemlerinde isteneni görmede çok büyük bir yararı vardır. Kim bu esmaya devam ederse ruhani alemle kolayca irtibat kurabilir, o alemlerdeki sırlara ulaşabilir. Bu adla yapılan dualar çok seri bir şekilde karşılık bulur. Bunalımlı felaketli anlarda bu ada sarılmak kurtuluşa vesile olur. Çok ağır bir hastalığa yakalananlar, zalim bir kimsenin zulmü altında inleyenler bu ada devam ederlerse bu hallerinden kurtulup feraha ererler. Bu ad öylesine şerefli ve büyülü bir addır ki bu ada başkaca esmayı ilave etmeden yalnızca bu adla Allah’ı zikredenler en şiddetli çaresiz bir hastalık, keder, ıstırap, felaket içinde bulunsalar dahi Latif esmasının mucizevi tecelli ışınıyla sahil-i selamete çıkarılırlar. Yunus Aleyhisselamın denizden kurtarılışı gibi kurtarılırlar. Bu ad insanın üzerindeki ağırlığı alıp atmadan yana da çok esrarlı bir tecelliye sahiptir. Esmanın ebcetsel sayı değeri 129/16641 HABİR Kainattaki her şeyden haberi olan Allah esmaya devam edenler gayp alemleriyle irtibat kurup dilediklerini ,uyanık halde merak ettikleri şeyleri ruhanilerden esmasına mazhar olanlar unutmayı inkar edecek duruma kavrama güçleri ve yakaza yoluyla dünyada olup bitecek hadiselerden haber almaya ruhanileri merak ettikleri şeyleri rüyalarında esmanın ruhanileri çeken, onları büyüleyen bir sırrı vardır.”Ela ya’lemu men halak ve hüvel Latifül Habir” ayetini 812 defa yedi gün boyunca çekip dua merak ettikleri şeyleri da dua okuyanın inancı oranında ebcetsel sayı değeri812/659344 HALİM Hiçbir günahkarın rızkını kesmeyen onları hemen cezalandırmayan yumuşaklık ve güzellikle muamele eden Allah demektir. Bu esmanın öfkeli insanların gazabının söndürmeden yana büyük bir sırrı vardır. Özellikle sinirli fıtratlar, hem parlayıp çevresine zarar verenler bu esmaya devam ederlerse çok büyük yarar görürler. Öfkeli birinin huzuruna çıkılacağı vakit bu esma ebcetsel sayı değerince çekilip dua edilirse huzuruna çıkılan öfkeli kimse bunu okuyanı güzellikle karşılar. Esmanın ebcetsel sayı değeri88/659344 AZİM Azametini ve büyüklüğünü hiçkimse kavrayamayan Allah demektir. Azim, cisimlerin büyüklüğünü bildiren bir addır; ancak bu esmanın büyüklüğü Allahın zatına mahsustur, kavrayış gücü dışındadır. Virde devam edenler her yerde izzetle karşılanırlar. Emri altında insan çalıştıranlar bu ada devam ederlerse herkes sözlerini dinler, hiçkimse sözünden dışarı çıkmaz. Askeri komutanlar ve emrinde insan çalıştıranlar bu adın tecellisiyle sözleri dinlenir olurlar. Bu isme devam edenlerin korkuları yok olur, halk tarafından, çevrece saygıyla karşılanırlar. İstekleri yerine getirilir. Esmanın ebcetsel sayı değeri1020/ GAFUR Kullarının günahını örtüp affeden Allah demektir. Makam sahibi insanların öfkesinden korunmak için bu adın çok büyük yararı vardır. İç alemi karışık olan, bunalım yaşayan, işleri rengini almayan insanlar bu ada devam ederlerse çok büyük yarar sağlarlar. Virt olarak okumaya devam edenlere ruhaniler yardıma gelirler. Bu ad günahkarların ism-i azamıdır. Ada devam edenler maddi manevi korkulardan kurtulur huzura ererler. Ayrıca bu ada devam edenler kulların hatalarını görmeyip onları örtme ahlakıyla da ikramlanırlar. Esmanın ebcetsel sayı değeri1286/ ŞEKUR Nimetlerine karşı yapılan kavli ve fiili şükrün karşılığını bolca veren Allah demektir. Bu esmayı hakkıyla ananlar hakkıyla şükür edasını yerine getirmiş olurlar. Maddi manevi felaketler içinde çırpınanlar şükür tecellisini kapsayan bu esmayı calışırlarsa kısa süre içerisinde durumlarında düzelme meydana gelir. Ada devam edenlere kaza ve bela uğramaz olur. Günden güne rızkları artar. Aileleriyle bereket içinde bir ömür sürerler. “Suphanallahi vebi habdihi suphanallahil azim” duasına günde 100 defa devam edenler Şekur esmasını da ebcetsel sayı değerince anarlarsa bütün sıkıntılar, yerini sevince bırakır. Günahlar denizler köpüğü kadar olsa da silinir. İhlasla yapılırsa kırk gün içinde acayip sonuçlar alınır. Esmanın ebcetsel sayı değeri526/276676 ALİY Noksan sıfatlardan ihtiyaçlardan beri olan şanı çok yüce Allah demektir. Bu adı sürekli anan kulları Allah başkalarının zilleti altında tutmaz. Bu adı anmaya devam edenlerin her yerde itibarları yüce olur. Sözlerinde mantık ve hikmet hakim olur. Allah böyle kimselere bilgilerin kapılarını açıp onları aziz kılar. Aliy adını anan kimseler gridikleri mecliste çok itibarlı olup saygı görürler. Din büyükleri, öğrenciler, yöneticiler için bu adın çok büyük yararları vardır. Bu esma, adı Ali olanlar için bir ism-i azamdır. Esmanın ebcetsel sayı değeri110/12100 KEBİR Büyüklüğü kavranamayan, akılla anlaşılamayan azemetli Allah demektir. Bu adı ananlar korkunç derecede heybetli olurlar. Öyle ki hiçkimse onlara bir kötülük dokundurmaya güç yetiremez. O kadar heybetli görünürler ki bu adın tecellisiyle hiçbir makam sahibinden, şerli insandan korkup çekinmezler. Onların sözleri kendilerine önemsiz ve basit gelir. Bu ada devam edenler makam ve mevki sahipleri tarafından güzellikle karşılanırlar. Ruhani alemin şerlileri, cinniler, bu ada devam edenlere güç yetiremezler. Esmanın ebcetsel sayı değeri232/53824 HAFİZ Koruyan muhafaza eden Allah demektir. Bu isim insi ve cinnilerin zararlarına karşı oldukça etkilidir. Yolculuğa çıkanlar, yolculuğa çıkmadan önce bu adı ebcetsel sayı değeri kadar anıp Allah’a sığınırlarsa Allah onları yolculuk boyunca bütün felaketlerden korur. Korktukları neyse ondan emin olurlar. Bu ad , cinnilerin saldırısına karşı çok etkilidir; hastalık ve felaketlerden korunmaya yarayan çok yüce bir addır. Öğrenciler bu ada devam ederlerse bilgileri kavrama yetenekleri gelişir. Çok büyük bir felaketle baş başa kalcak olanlar, savaş, çatışma, şerli insanların hücumu ve benzeri abdest alıp iki rikaat nafile namazı kılıp korunmaya niyet ederek 7 defa ayetel kürsiyi okuyup son okuyuşta ayetel kürsinin “velayeuduhu hıfzuhuma vehüvel aliyyül azim” ayetini yetmiş defa tekrarlayıp Hafiz esmasını 998 defa anarak Allah’a sığınırlarsa hiçbir kimse onlara zarar veremez. Ruhaniler ve melekler ordusu, kötülük vermeye çalışanları mahvederler, ona insandan ve cinnilerden gelecek kötülüğü bertaraf ederler. O kimse Allah’ın himayesi altında olur. Üzerine ordular saldırsa hiçbir kötülük dokunduramazlar. İhlasla yapanlara düşmanların kurşunları isabet ettirilmez ve işlemez. Esmanın ebcetsel sayı değeri998/996004 MUKİT Bütün yarattıklarına gerekli olan rızkı veren Allah demektir. Ulvi ruhlar ve ruhaniler hareketlerini bu adı anarak gerçekleştirirler. Bu ismi zikre devam edenlerin ruhları gıdalanır ve kendileri de açlık hissi duymazlar. Allah’tan maddi manevi rızk talep edenler bu adı anarak amaçlarına ulaşabilirler. Bu adın bir diğer yararı da okuyanları çeşitli illetlerden, hastalıklardan koruyucu özelliği olmasıdır. Esmanın ebcetsel sayı değeri550/302500 HASİB Her şeyi hesaplayan Allah demektir. Bu esmaya devam edenler sayısal ilimde oldukça başarılı olurlar, işlerini bir hesap inceliği çerçevesinde yapmaya başlarlar. Düşmanlar bu esmaya devam edenlere zarar veremezler. Allah düşmanlarını zarara uğratır. Bu adı anacak olanlar yaratılanlara değil, Allah’a dayanarak, Allah’a sığınarak kimsenin sözüne nasihatına kulak vermeden kalbinin işaret ettiği yolda yürüyerek o yüce zata ulaşmaya çalışmalıdırlar. Esmaya devam edenler sayısal bilimde şaşılacak derecede başarı elde ederler, bilimleri kavrayış güçleri artar. Esmanın ebcetsel sayı değeri80/6400 CELİL Büyüklük ve güzelliğinde dengi olmayan Allah demektir. Bu isme devam edenlerde tanımı olanaksız bir heybet meydana gelmeye başlar. Ada devam edenlere manevi bir güç verilir. Bu esmaya devam edenlere karşı asla kötülük yapılamaz, kötülük yapmaya çalışanlar kendilerini helak ederler. Zalimlerin saldırısına maruz kalanlar bu ada devam ederlerse kısa sürede zalimler dize gelir, her biri bir felakete uğrar. Esmaya devam edenler tehlikeli yerlerden emniyet içinde geçerler. Kendileri oldukça güzel ve çekici olurlar. Nereye gitseler itibar görürler. Esmanın ebcetsel sayı değeri73/5329 KERİM Karşılıksız olarak veren, cömertlikre benzersiz olan Allah demektir. Bu adın cömertliğe bakan bir tecellisi vardır. Esmaya devam edenler maddi manevi cömert olmaya başlarlar. Çevrelerindekilere ikramlar eden biri olurlar. Okumaya devam edenlerin kazançlarında bereket meydana gelir ve herkes tarafından sevilirler. Kerim olan Allah asi,mümin bütün kulların rızkını eksiksiz verir, bu nedenle inançlı inançsız herkes ne isteyecekse Kerim olan Allah’tan doğrudan istemeli dua makamında başkalarını araya sokmamalıdır. Kerim esması maddi rızkın yanında manevi rızkın da artmasına neden olan bir tecelliye sahiptir. Esmanın ebcetsel sayı değeri270/72900 RAKİB Her an bütün yaratılanarı görüp gözeten onlara bakan Allah demektir. Bu esmaya devam edenler yavaş yavaş Allah’ın koruması altına girerler. Allah esmaya devam edenlerin işlerine kolaylık verip yardım eder. Düşmanları çok olnalar bu esmaya devam ederlerse düşmanların saldırısına karşı korunurlar. Korku içinde kıvranan, sebebi belli olmayan bir huzursuzluk içinde olan,ailesinde huzur bulunmayanlar bu esmaya devam ederlerse bu illetlerden kurtulurlar. Bu esmanın tecellisinide çok büyük esrar vardır. Özellikle evinde nazar, haset ya da sihir olanlar; şer ve sıkıntı eksik olmayanlar bu esmaya devam ederlerse sihirden, nazardan, hasetten ve sıkıntıdan eser kalmaz. Sihri, nazarı, hasti vurup kahreden yok eden bir tecellisi vardır bu azametli adın. O eve ne kadar büyü yapılmışsa seri bir şekilde etkisini yitirir. Cinni şeytanlar Rakip esmasının tecellisinden kahrolup yanarlar. Bu esma olağanüstü bir enerji yaymaktadır; bu enerji de şer dairede kalan her şeyi yakıp mahvetmektedir. Bu isme devam edenler giriştikleri her işte bir kolaylık yolu bulurlar, önlerindeki engeller birer birer kaldırılır. Bu da esmanın tecellisinin açığa çıkmaya başlaması sonucu ortaya çıkar. Bu ada devam edenlere bir sekine gelir ve işlerinde yardımcı olur. Nereye yönelse Allah’tan yardım görür. Esmaya devam edenler Allah’tan başkasını sevip boyun eğemezler. Büyk bir heybet sahibi olurlar. Esmanın ebcetsel sayı değeri312/97344 MUCİB Yaratılan herşeyin fiili ve kavli dualarına icabet eden, onların dualarını kabul eden Allah demektir. Bu esma sırların mahlukatın hem fiili hem de kavli duasına bu isimle icabet edilir. Onların duası bu isimle kabul edilir. Kulların duasını alan, kabul eden esma “Mucib”dir. Her şey bu esmanın tecellisinin açığa çıkmasıyla dua makamında kabul görür. Bu ada devam edenler şerlilerin, dedikoducuların fitnelerinden muhafaza edilirler. Ada devam edip bu adla cezbe konağına adım atanların kalpten geçen bütün muratları kerametli bir şekilde kendine verilir. Neye ihtiyacı varsa o ihtiyaç dua edilmese bile kalbe alındığından ve bir nevi dua hükmüne geçtiğinden kerametli bir şekilde kabul edilir. Hatta bu kabul işinde akıllara durgunluk verecek şeyler ortaya çıkar. Virde devam edenler, duası seri bir şekilde kabul olan biri haline dönerler. Düşmanı çok olanlar bu adı anıp düşmanları Allah’a havale ederlerse düşmanlardan herbiri bir felakete uğratılırlar. Esmanın ebcetsel sayı değeri55/3025 VASİ’ İhsanı bütün yaratılanları kuşatan Allah demektir. Yaratılıştan kin ve haset içinde bulunan ve bu nedenle rahatsız olnalar bu ada devam ederlerse kısa süre sonra içlerinde kin ve hasetten eser kalmaz. Altından kalkılamayacak bir durumla baş başa kalanlar, rızk darlığı çekip perişan olanlar, evinde hayır bereketten eser olmayanlar bu ada devam ederlerse büyük yarar görürler. Kendilerine ummadıkları yerden rızk kapıları açılır. Allah insanların kalbini virdi anana yardımcı olmaya yöneltir. Vasi’ adına devam edenler elde olmadan cömert olmaya herkesin yardımına koşmaya başlarlar. Ahlakları güzelleşir. Maddi manevi ferah içinde olurlar. Esmanın ebcetsel sayı değeri137/18769 HAKİM Her şeye hükmedip onların yaratılış hakikatını bilen Allah demektir. Bu ismin zikrine devam edenler ve tecellisine mazhar olanlar hikmetli konuşmaya başlarlar ve olayları yorumlamada hikmet lisanıyla konuşurlar. Dilek ve hacetlerin yerine gelmesinde, korkulan şeylerden emin olmada bu esmanın tecellisi oldukça etkilidir. Hakim ismine ism-i azam dairesinde mazhar olanlar hiçbir kimseye hiçbir soru sormadan bütün sorulara ilahi tecelli sırrıyla şaşmaz ve doğru bir şekilde cevap verirler. Hangi ilimden sorulursa sorulsun mutlaka doğru cevap verirler. Said Nursi Hazretleri Hakim esmasını ism-i azam olarak elde edip, bu esmanın sırrına vukuf olduğundan hiç kimseye soru sormamış, her sorulana doğru cevap vermiştir. Risale-yi Nur’un yazılmasında Hakim esmasının isim-i azam dairesindeki tecellisi oldukça etkili olmuştur. Bu adın cemaat liderlerine, bilim insanlarına, talebelere çok büyük yararı vardır. Esmanın ebcetsel sayı değeri78/6084 VEDÜD Sonsuzca bir aşk olan, aşkla alemleri yaratan Allah demektir. Bu esma alemlerde sevgi ve aşktan yana ne oluyorsa onun kaynağı sayılır. Vedüd esmasının tecellisiyle alemler ayakta durur. Nesiller onun içindeki sevgiyle nasiplenerek devam eder. Bu esma büyüleyici, aşka çekici bir tecelliye sahiptir. Esmayı cekenlere başta ruhaniler, cinniler, melekler olmak şartıyla bütün kalpler sevgiyle çekilip gelir. Öyle bir çekilme olur ki akıllar hayretler içinde kalır. Virde devam edenlere bayanlar, sık sık aşık olurlar. Bu esmaya aile huzuru olmayanlar, sevgilerine karşılık görmeyenler, evlenemeyip evde kalanlar devam ederlerse kısa sürede hayırlı bir sonuç alırlar. Kaderin açılması, sevilip saygı görme, beğenilme, aile saadeti için bu esma gibisi yoktur. Ruhaniler ve cinniler bu esmanın nuruna aşık olduklarından esmaya devam edenlere doğru akıp akıp gelirler. Bu esmaya devam eden kime sevgiyle bakıp gülse kendisine bakılanın kalbi yerinden hoplar, esmayı anana adeta büyülenip aşık olur. Onsuz yapamaz. Onun sevgisiyle yanıp tutuşur. Vedüd esmasına devam edenler yavaş yavaş bütün insanlara aşık olmaya başlarlar. Bütün yaratılanı severler. Sevgi ve aşk dairesinde olan ne varsa bu esmanın tecellisiyle ortaya çıkar. Vedüd esmasına devam edenlerin yüzlerinde büyüleyici bir aşk sırrı açığa çıkar. Onların yüzüne bakanlar büyülenip esmayı okuyana aşık olurlar. Onları gördüklerinde kederleri sevince döner. Evlenemeyen, sevdiğinden karşılık bulamayanlar kırk gün boyunca bu esmayı defa çeker de günde 4000 dua ederlerse altı ay geçmeden isteklerine kavuşurlar. Bu esmaya devam edeni Allah sever, bütün alemlere de sevdirir. Bu isme mazhar olanların sevgileri dilden dile gönülden gönüle yayılıp gider. Mevlana Hazretleri “Vudud” esmasına ism-i azam olarak mazhar bir veli olarak bilinir. Bu nedenle yüzyıllarca hep baş tacı edilmiş her asırda kendine aşık olanlar bulunmuştur. Esmaya devam edenin ailesi, çevresi, kendine aşık olur ve büyülenirler. Esmanın ebcetsel değeri20/400 MECİD Dilediğini yapan lütfu ve keremi çok olan, övülmeye layık Allah demektir .Bu adın pek çok dairede tecellisi vardır. Şifa vermede oldukça etkilidir. Bu ada devam edenler sedef, kalp hastalıklarından salim kılınırlar ve şifaya eytanlar ve cinniler bu adı anana yaklaşıp ona vesvese verme gücünü kendilerinde bulamazlar. Ruhi bunalım geçirenler bu ada devam ederlerse şifa bulurlar. Bu ada devam edenler başkalarının kalbinde taht kurarlar. Dostluğu aranılan biri olurlar, herkesçe sevilirler. Ailerinde huzur ve bereket olur. Cömertlik ahlakıyla donanırlar. Esmanın ebcetsel sayı değeri57/3249 BA’İS Her şeyi yoktan var eden, kıyamet günü ölenleri yeniden diriltip Mahşer yerine sevk eden Allah demektir. Bu adı ikram gücü zayıflayan, kalplerinde nurlardan yana körelmeler meydana gelenlere çok büyük yararı vardır. Bedenin sağlık bulması, aklın artması için bu ad oldukça etkili bir tecelliye sahiptir. İşleri sekteye uğrayanlar bu esmaya devam ederlerse yok oldu sanılan kimi işleri yavaş yavaş düzene girmeye başlar. Bu ad 4011 defa anılır da kendine zulmedenler Bais olana havale edilirlerse herbiri dehşetli bir felakete uğrarlar. Bu ada devam edenlerin kapalı işleri ardına kadar açılmaya başlar. Esmanın ebcetsel sayı değeri573/328329 ŞEHİD Hiçbir şey kendinden gizli olmayan her şeyin şahidi olan Allah demektir. Bu esmaya devam edenlerin nefsi yavaş yavaş halktan kopup Hakk’a dönmeye başlar. İstese de, topluluk içine girip onlarla düşüp kalkamaz, uzlet ehli olur. Ailesi ve çocukları kendisine asi olanlar bu ada devam ederlerse çocukları ve ailesi itaat dairesine girip sözünü dinlemeye başlarlar. Düşmanları çok olanlar bu adı anarak Şehid olana havale ederlerse düşmanlar hezimete uğratılırlar. Bu isme devam edenlerin kalbi Allah’ın murakabesine doğru çekilip gider, bütün zor işlerin üstesinden rahatlıkla gelmeye başlarlar. Bu adın kerameti ile gayp aleminin varlıkları gölge halinde isme devam edenlere görünmeye başlarlar. Ayrıca, Allah bu adı anana heybet ve vakar verir. Bu ada devam edenler şehitlik mertebesini elde ederler ve şehit giderler. Virdi yaptıkları yerde bile esmanın tecellisiyle şehit olmaya aşık olup şevkle şehit düşmeyi dilerler. Tehlikeli hastalıkların şifasında da bu ad oldukça etkilidir, adın şifa verici özelliği de vardır. Şehit düşenler bu adın tecellisiyle bu alemden çekip giderken, ne kadar feci bir şekilde ölseler de ölümün acısını duymazlar; Allah’ın ikramı olarak öldüklerini de bilmezler. Dünya hayatına benzeyen bir yerde yaşamaya devam ederken Rableri tarafından gıdalanırlar. Bu esmanın aşkına yananlar şahadetin kan kırmızı güllerine aşık olup dünya hayatından kalp ellerini çekerek şehitler gibi sırlı ve yanlız bir hayat sürerler, onlar gibi de bu fani dünya konağından göçüp giderler; şehit olan ashab-ı Bedirin ruhani nefeslerini, yanlarında hazır bulup onlardan çok ciddi yardım esma özellikle şehit olan ashabların ve bütün şehitlerin ism-i azamıdır. Bu yüce zatların başında da Hazret-i Hamza ra gelir. Esmanın ebcetsel değerinin şuheda-yı Uhud ashaplarının sayısına yakın olması oldukça düşündürücüdür. Esmanın ebcetsel sayı değeri319/101761 Dr. Ferhat ÖZDEMİR/ Esmaül Hüsna ne demek? Esmaül Hüsna ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir? Allah’ın kaç ismi vardır? Esmaül Hüsna’nın anlamları ve faziletleri nelerdir? İşte Esmaül Hüsna Allah’ın 99 ismi ve anlamları…İsmin çoğulu olan esma ile “güzel, en güzel” anlamındaki hüsna kelimelerinden oluşan esma-i hüsna El-esmaül-hüsna terkibi naslarda Allah’a nisbet edilen isimleri ifade eder. Allah’ın 99 ismi ve anlamları... Hadis-i şerifte buyrulur “Allah’ın 99 ismi vardır. Kim bunları sayarsa ihsâ Cennet’e girer.” Tirmizî, De’avât, 83 ALLAH’IN 99 İSMİ VE ANLAMLARI Allah’ın 99 ismi ve anlamları. 1. ALLAH Allah kimdir? Allah; gördüğümüz görmediğimiz, bildiğimiz bilmediğimiz bütün âlemlerin sâhibi ve mâliki, kâinatın yegâne yaratıcısı, her türlü övgüye ve ibâdete lâyık olan yüceler yücesi Rabbimizin doksan dokuz isminin bütün hususiyetlerini kendinde toplayan en kapsamlı özel adıdır.[1] Allah Teâlâ; varlığı zorunlu olandır, bütün övgülere lâyık olandır; birdir, tektir, eşsizdir, doğmamıştır, doğurmamıştır. Varlığının başlangıcı ve sonu yoktur. Hiçbir şeye muhtaç değildir. Hiç bir şeye benzemez; hiç bir şey de O’na benzemez. Her türlü kemâl sıfatlarla muttasıftır, her türlü eksikliklerden yücedir. Allah ism-i celâli, bütün Esmâ-i Hüsnâ’nın anlamlarını ve husûsiyetlerini kendisinde toplayan, sadece Allah’ın zâtına mahsus bir özel isimdir. Hiçbir varlığa isim olarak verilemez. Arapça da dahil hiç bir dilde herhangi bir kelime “Allah” isminin yerini tutamaz. Bu sebeple hiç bir dile çevrilmez. Zâten özel isimler başka dillere çevrilmeksizin olduğu gibi kullanılır. Arapçadaki “İlâh” ve “Ma’bûd”; Farsçadaki “Hudâ” ve “Yezdan”; Türkçedeki “Tanrı” ve “Çalab”; İngilizcedeki “God”; Fransızcadaki “Dieu” vb. çeşitli dillerde tanrıyı ifâde için kullanılan kelimeler hiçbir şekilde “Allah” isminin yerini tutamaz. Allah ism-i celâlinin pek çok özelliğinden birisi şudur Beş harften oluşan “Allah اَلَّلُ ” isminin başındaki elif atılsa “lillâh لَِِّ” kalır. “Allah için” demektir ve aynı anlam korunur. Birinci “lâm” atılsa “lehû لَهُ ” kalır. “O’nun için/Allah için” demektir. Aynı anlam yine korunur. İkinci “lâm” atılsa, “hû هُ” kalır. Hû’nun aslı “hüve هُوَ ”dir. “Hüve = O” da, Allah’a işaret eder. Bunların her birisi Kur’ân-ı Kerîm’de geçmektedir.[2] Allah Esması - Video İsm-i Azam nedir? Hz. Peygamber; İsm-i Azam ile dua edildiği takdirde Allah Teâlâ’nın o duayı kabul edeceğini haber vermiş[3], ancak Esmâ-i Hüsnâ’dan hangilerinin İsm-i Azam olduğunu açıkça bildirmemiş, fakat bazı işaretlerde bulunmuştur. Meselâ, şu iki âyette İsm-i Azam’ın bulunduğunu bildirmiştir[4] “İlâhınız bir tek Allah’tır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, rahmân’dır, rahîm’dir.” Bakara, 2/163 “Elif. Lâm. Mîm. Hayy ve kayyûm olan Allah’tan başka ilâh yoktur.” Âl-i İmrân, 3/1-2 Hz. Enes şöyle anlatır Resûlullah mescide girdiği bir esnâda bir adam namaz kılmış dua ediyor ve şöyle diyordu “Ey Allah’ım, senden başka ilah yoktur, ancak sen varsın, sen bol bol verensin. Ey göklerin ve yerin yoktan var edicisi, ey Celal ve ikram sahibi.” Resûlullah “Onun Allah’a ne ile duâ ettiğini biliyor musunuz? O, Allah’a İsm-i Azam ile duâ etmiştir. Bu isimle dua edildiğinde Allah o duayı kabul eder ve bu isimle kendisinden bir şey istendiğinde verir” buyurdu.[5] Allah ism-i celâli, bütün Esmâ-i Hüsnâ’nın anlamlarını kendisinde topladığı için “İsm-i Azam” kabul edilmiştir. Hz. Peygamber’in İsm-i Azam’la ilgili bazı işaretlerinden hareketle İslâm âlimlerinden bazıları İsm-i Azam’la ilgili bir takım görüşler ileri sürmüşlerdir. Bazılarına göre İsm-i Azam, “Allah” ism-i celâlidir. Bazılarına göre, “el-Hayyu’l-Kayyûm”dur. Bazılarına göre, “Zü’l-celâli ve’l-ikrâm”dır. Bazılarına göre, “er-Rahmânu’r-Rahîm”dir. Bazılarına göre, “Lâ ilâhe illallah”tır. Bazılarına göre, “Allâhu lâ ilâhe illâ hüve’l-hayyu’l-kayyûm”dur.[6] Ayrıntılı bilgi için tıklayın! 2. ER-RAHMÂN Rahman ne demek? Rahmet ve merhamet; acıma, bağışlama, kalp yufkalığı, şefkat ve ihsân anlamlarına gelir. “Rahmân” ve “Rahîm” isimleri, “çok şefkat ve merhamet eden” anlamındadır. Kur’ân’da “Rahmân” ismi elli yedi, “Rahîm” ismi yüz on beş defa Allah’a nisbet edilmektedir. Er-Rahman Esması - Video “Rahmân”, Allah’ın zâtî ismi, “Rahîm” ise fiilî isimlerindendir. “Rahmân”, zâtî ismi olduğundan Allah’tan başkasına isim olarak verilemez. Fiilî isimlerinden olan “Rahîm” ise başkasına isim olarak verilebilir. Allah’ın bu ismi bir kulda tecelli ederse, o kul merhamet kanatlarını bütün yaratıklara açar.[7] Allah’ın rahmeti bütün yaratılmışları kapsar. Rahmetiyle, inanan inanmayan bütün insanlara rızıklarını ve nimetlerini bol bol vermektedir.[8] Hz. Peygamber Allah’ın rahmetini şöyle anlatır “Şüphesiz Allah’ın yüz rahmeti vardır. Bunlardan bir tanesini yaratıklarına vermiştir. Yaratıkların birbirlerine acımaları bu rahmet sebebiyledir. Allah’ın rahmetinin doksan dokuzu kıyâmet günü içindir.”[9] 3. ER-RAHÎM Rahim ne demek? Rahîm; pek çok merhamet edici, verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük nimetler vermek suretiyle mükâfâtlandırıcı anlamındadır.[10] Er-Rahim Esması - Video Rahmân ve rahîm, rahmet kökünden türemiştir. İkisi de Allah’ın engin merhamet ve şefkatini bildirir. Ancak aralarında şöyle bir fark vardır Rahmân ismi dünyada mü’min kâfir herkesi kuşatmışken, rahîm, sadece inananlara mahsustur. Bu bakımdan Allah, âhirette sadece mü’minlere rahmet ederek, onları cennetine koyacaktır. Rahmân ve rahîm isimleri iki türlü rahmet ifâde eder. Rahmân isminin ifâde ettiği rahmet, hiç bir şarta, kesbe ve irâdeye bağlı olmayarak bahşolunan rahmettir. Bu bütün yaratıkları kapsayan bir rahmettir. Bunda çalışan çalışmayan, itaatli suçlu, inançlı inançsız ayırımı yoktur. Rahîm isminin ifâde ettiği rahmet ise, Rahmân’ın lütfu olan rahmeti iyiye kullanarak çalışanlara bir mükâfât olmak üzere verilen rahmettir. Bu, en az bire ondur. Çalışanın samimiyetine göre yedi yüz katına ve hatta daha fazla katlara çıkabilir. Elbette çalışanla çalışmayan bir olmaz.[11] 4. EL-MELİK Melik ne demek? Melik; görülen ve görülmeyen bütün âlemlerin, bütün kâinatın tek sahibi ve mutlak surette tek hükümdârı demektir. Kendisine ibâdet edilmeye yegâne lâyık olan O’dur. O’nun istediği olur, istemediği olmaz. O, bir şeyin olmasını isterse, sadece “ol” der, o da derhal olur. Olmasını istemediği hiçbir şey de asla varlık sahasına çıkamaz. El-Melik Esması - Video Bütün evren, yaratılmış olan her şey, mükemmel bir düzen içerisinde işlemektedir. Asla bir başı boşluk ve düzensizlik yoktur. Bütün idâre tek bir yerden geliyor. O Allah, dünya ve âhiret hayatındaki her şeye gerçek anlamda ve kayıtsız şartsız hâkim ve mâlik olan ve dilediği gibi tasarrufta bulunandır.[12] 5. EL-KUDDÛS Kuddüs ne demek? Kuddûs; hatadan, gafletten, âcizlikten, her türlü eksiklikten uzak, bütün kemâl sıfatları üzerinde toplamış, bütün övgülerin üstünde olan demektir. Her türlü ayıptan, kusurdan ve ihtiyaçtan uzak olan, her türlü hayır ve bereketin kaynağı olan mübarek zât demektir. Her türlü eksiklikten, lekeden, pastan, kirden son derece temiz demektir. El-Kuddüs Esması - Video Gördüğümüz görmediğimiz, bildiğimiz bilmediğimiz her şeyi yaratan Allah Teâlâ, kâinâtı akıllara durgunluk verecek bir düzen ile yaratmıştır.[13] 6. ES-SELÂM Selam ne demek? Selâm; her türlü eksiklikten, ayıptan, kusurdan, yaratılmışlara özgü değişim ve yok oluştan münezzeh ve sâlim olan; kullarını her türlü kötülüklerden, tehlikelerden selâmete çıkaran; Cennetteki kullarına selam veren demektir. Allah, gerek dünyada, gerekse âhirette tehlikeye düşen kullarını tehlikelerden kurtarıp selamete çıkarandır.[14] Es-Selam Esması - Video Hz. Peygamber, her namazdan sonra; “Allah’ım! Sen’sin selâm ve Sen’dendir selâm!” buyurmuştur.[15] Selâm, Esmâ-i Hüsnâ’dan biri olduğu için Müslüman olmayanlara bu lafızla selam verilmez. Müslüman olmayanlar, dua ve esenlik dileği olan “selâm”ı hak etmemişlerdir. 7. EL-MÜ’MİN Mümin ne demek? Mü’min; güven veren, va’dine güvenilen; inananları korku ve endişeden güvende kılan; mü’minlerin îmân ve samimiyetini tasdik eden; mûcizeler vermek suretiyle Peygamberlerinin doğruluğunu isbatlayan; kendisine sığınanları koruyan, emniyetle rahatlandıran demektir.[16] El-Mümin Esması - Video Allah’ın kullarına en büyük nimetlerinden biri, îmândır. Diğeri, emniyettir. İnsan; canı, malı, ırzı, namusu için her zaman bir endişe ve korku içinde kalsaydı, bu ne büyük bir azap olurdu. Bu isim bir kulda tecellî edince, o kulun kalbine imân iyice yerleşir. O, güvenilir biri olur. Allah Teâlâ, mü’min isminin bir tecellisi olarak inananları korkulardan güvende kılıyor.[17] 8. EL-MÜHEYMİN Müheymin ne demek? Müheymin; kâinatın bütün işlerini gözetleyip yöneten; bütün yaratıklarını gözetip koruyan; korkulardan emin kılan demektir. Yine kullarına asla zulmetmeyen; her söylediği ve yaptığına güvenilen; bütün kullarını hükmü altına alan; olup biten her şeyden haberdâr olan ve Peygamberi’ne indirdiği vahyin doğruluğuna tanıklık eden; kullarını dâimâ gözetim altında bulunduran; mü’minlere güven, sevgi ve huzur veren demektir.[18] El-Müheymin Esması - Video 9. EL-AZÎZ Aziz ne demek? Azîz; yenilmesi mümkün olmayan gâlip; dengi ve benzeri bulunmayacak şekilde değerli ve şerefli; güçlü ve yenilmez demektir. Allah Teâlâ yegâne güç ve kuvvet sahibi olan mutlak gâliptir. O’nu âciz bırakacak hiç bir güç yoktur. Dilediğini izzetli, şerefli ve üstün kılar.[19] El-Aziz Esması - Video 10. EL-CEBBÂR Cebbar ne demek? Cebbâr; dilediğini her durumda gerçekleştiren; istediğini zorla yaptırmaya muktedir olan; yaratılmışların halini iyileştiren; parçalanmış, dağılmış ve bozulmuş olanı düzeltip onaran; her şeyi tasarrufu altına alan demektir. Allah Teâlâ, kırılanları onarır, eksikleri tamamlar, her türlü perişanlıkları düzeltir, yoluna koyar. Düzeni bozulan her şeyi düzene koyar. Yaratıklarının ihtiyaçlarını giderir. Yaşama ve rızık sebeplerini sağlar.[20] Kırılan ümitlerin canlanması, şaşırtıcı perişanlıkların iyi hale gelmesi ve yola konması için tek başvuru kaynağının Allah Teâlâ olduğunu bilmeli, yanlış yerlere başvurmamalıdır. 11. EL-MÜTEKEBBİR Mütekebbir ne demek? Mütekebbir; her zaman ve her yerde büyüklüğünü gösteren; zât ve sıfatlarının mâhiyeti bilinemeyecek kadar ulu, yaratılmışların sıfatlarından yüce olan; azgın ve zâlim insanları mutlak gücüne boyun eğmek zorunda bırakan demektir.[21] El-Mütekebbir Esması - Video Büyüklük ve yücelik, ancak Allah’a mahsustur. İnsan çalışıp çabalamalı büyük adam olmalı, ama asla büyüklenmemelidir. Yaratılmışlar içinde ilk defa kendini büyük gören İblis olmuş ve bu durum onun lanetlenmesine, cehenneme girmesine sebep olmuştur. 12. EL-HÂLİK Hâlık ne demek? Hâlık; her şeyi yaratan, yoktan var eden demektir. Allah Teâlâ, eşyayı, her hangi bir örneği ve benzeri olmadan yaratandır. Yarattığı her şeyi bütün ayrıntılarıyla bilir. El-Halık Esması - Video Her şeyin varlığını, varlığı boyunca görüp geçireceği halleri bilir, olayları tayin ve tesbit eder, ona göre yaratır. Demek ki hâlık isminin iki anlamı vardır birincisi; bir şeyin nasıl olacağını tayin ve tesbit etmek, ikincisi, o takdire uygun olarak o şeyi yaratmak, var etmek. Allah Teâlâ, her şeyi ezelde takdir etmiş, takdir ettiklerinin zamanı gelince bunları yaratmış, varlık sahasına çıkarmıştır. O’nun ilim, irâde, takdir ve yaratmasından hiç bir şey uzak kalamaz. 13. EL-BÂRİ Bari ne demek? Bâri’; bir örneği ve maddesi olmaksızın yaratan; evrenin bütün parçalarını âhenkli ve düzenli olarak meydana getiren demektir. El-Bari Esması - Video "> Allah Teâlâ, zât ve sıfatları bakımından yaratılmışlara asla benzemez. Yarattığı her şeyi hiç bir modele bağlı kalmaksızın yarattığı gibi, tam bir uygunluk ve kusursuzluk halinde yaratmıştır. Bir kulda bu isim tecellî edince, o kul yaptığı her şeyi adâletle, hakkâniyetle ve sağlam yapar. 14. EL-MUSAVVİR Musavvir ne demek? Musavvir; varlıkları çeşitli şekillerde yaratan; yarattığı her varlığa ayrı bir şekil ve husûsiyet veren demektir. Hâlik, bâri’ ve musavvir isimlerinin üçü de yaratıcı anlamındadır. Bunlardan hâlik; bir örneği, eşi, benzeri olmaksızın ilk defa yaratan demektir. Bâri’; yarattığı şeyi düzgün yaratan, yarattığı canlıları, organları yerli yerinde, uyumlu yaratan demektir. El-Musavvir Esması - Video "> Musavvir de; yarattığı her şeye ayrı bir şekil, biçim ve husûsiyet veren demektir. Yeryüzünde bulunan milyarlarca insanın her bir organının bir diğerine benzemeyişi, Allah’ın yaratıcılığının mükemmelliğine delildir. Bu isimden nasip alan kullar, Allah’ın yarattığı her şeye hayranlıkla ve ibretle bakarlar. 15. EL-GAFFÂR Gaffar ne demek? Gaffâr; dâimâ affeden; kullarının günahlarını örten, ayıp ve kusurlarını bağışlayan; tekrarlanan günahları bağışlayan; mağfireti, bağışlaması sonsuz olan demektir. Mânevî kirlerden, günahlardan temizlenmek için Allah Teâlâ’ya istiğfar etmeli, mağfiret ve bağışlanma dilemeliyiz. 16. EL-KAHHÂR Kahhar ne demek? Kahhâr; yenilmeyen, yegane gâlip demektir. Allah Teâlâ, her şeye, her istediğini yapacak şekilde gâlip ve hâkimdir. Kuvvet ve kudretiyle her şeyi içinden ve dışından kuşatmıştır. O’na karşı her şeyin boynu büküktür. Dilediğini istediği anda yok ve helak eder. El-Kahhar Esması - Video 17. EL-VEHHÂB Vehhab ne demek? Vehhâb; karşılık beklemeden bol bol veren; hibesi ve lütfu çok olan demektir. Allah Teâlâ, bağışı çok olandır, karşılıksız verendir, nimetlerinin ardı arkası kesilmeyendir. İnanan inanmayan ayırımı yapmaksızın bütün kullarına nimetlerini bol bol verendir. Rahmeti gereği lütfu bol olan ve hayırlı işlerde başarıya ulaştırandır. El-Vahhab Esması - Video 18. ER-REZZÂK Rezzak ne demek? Rezzâk; bedenlerin ve ruhların gıdasını, bütün yaratıklarının rızkını yaratıp veren demektir. Allah Teâlâ, yarattığı bütün yaratıklarının rızkına kefildir. Yerde, gökte, yer altında, denizde vb. nerede canlı varsa hepsinin rızkını yaratan Allah Teâlâ’dır. Er-Rezzak Esması - Video "> Hepsinin rızkını tam vaktinde ve unutmadan verir. Ancak insanlara, yarattığı rızıkları meşrû yoldan arayıp bulmalarını emretmiştir. Bu isimden nasip alan kul, rızkın değil, Rezzâk’ın peşinden koşar. Her nimette O’nu hatırlar. Allah’ın cömertliğine hayran kalır 19. EL-FETTÂH Fettah ne demek? Fettâh; iyilik kapılarını açan; hakemlik yapan; bütün anlaşmazlıklarda hakemlik yaparak mutlak adâleti gerçekleştiren; zulme uğrayanlara yardım eden; mü’min kullarını zafere ulaştıran; mü’minlere mânevî kapıları açıp kalplerden kederleri gideren; her derde çare bulan; her türlü engelleri kaldıran demektir. El-Fettah Esması - Video Allah Teâlâ, yürekten, tasaları, kederleri giderendir. İnsanı sıkıntılardan kurtarıp göğsüne genişlik verendir. Anlaşılması zor ilimlerin üzerindeki zorluğu gidererek anlaşılmasını kolaylaştırandır. Allah, insana hidâyet yollarını açar. 20. EL-ALÎM Alim ne demek? Alîm; hakkıyla bilen demektir. Allah Teâlâ, zaman ve yer kaydı olmaksızın büyük küçük, gizli açık her şeyi bilendir. Olmuşu, olanı, olacağı en mükemmel bir şekilde bilir. Hiç bir şey O’nun bilgisi dışına çıkamaz. O’nun bilemeyeceği bir şey düşünmek mümkün değildir. El-Alim Esması - Video 21. EL-KÂBİZ Kabız ne demek? Kâbız; rızkı daraltan; canlıların ruhlarını alıp hayatlarına son veren demektir. Allah Teâlâ, istediğini sıkar, daraltır; istediğini genişletir. İstediğinden verdiği zenginliği, çoluk çocuğu, hayat zevkini, gönül ferahlığını alıverir. ihsânettiği şeyleri daraltır, azaltır. Güneşin doğmasıyla karanlığı giderir. Kuşlara gökyüzünde uçma imkânı verir, onları düşmekten korur. Bu ismi “Bâsıt” ismiyle beraber değerlendirmelidir. 22. EL-BÂSİT Basıt ne demek? Bâsıt; rızkı genişleten; ruhları bedenlerine dağıtan demektir. Allah Teâlâ, kulunu darlıktan çıkaran, sıkıntıdan kurtarandır. İlâhî imtihanın gerçekleşmesi için bazan sıkar, bazan genişletir. Bazan darlık, sıkıntı verir. Bazan bolluk, rahatlık, huzur verir. Bu ismi, “Kâbız” ismiyle beraber değerlendirmelidir. El-Basıt Esması - Video 23. EL-HÂFİD Hafid ne demek? Hâfid; alçaltan; zillete düşüren; yukarıdan aşağıya indiren demektir. Allah Teâlâ, kâfirleri, zâlimleri, zorbaları alçaltır; mü’minleri, dostlarını yükseltir. İstediği kulunu yukarıdan aşağıya atıverir. En yüksek mertebelerden en aşağı mertebelere indiriverir. Allah’ın düşürdüğünü hiç kimse yükseltemez, yükselttiğini de hiç kimse alçaltamaz. Bu ismi “Râfi’” ismiyle beraber değerlendirmelidir. El-Hafid Esması - Video 24. ER-RÂFİ Rafi ne demek? Râfi’; yücelten, yükselten, yukarı kaldıran, şeref veren demektir. Allah Teâlâ, dilediği kuluna şeref bahşederek yükseltir, diğer kullarından üstün kılar. Dilediğini zengin kılar, şerefli kılar, saygıdeğer kılar. Dilediğine îmân bahşeder, sâlih ameller işlemesine ve cennetine girmesine imkân verir. Bu ismi, “Hâfid” ismiyle beraber değerlendirmelidir. Râfi’; dostlarının tâat ve amellerini kabul edip kendisine yaklaştıran, dünyada şerefli kılan demektir. Hâfid de; kendisine itâat etmeyenleri kendisinden uzaklaştıran, mertebelerini düşüren demektir. Er-Rafi Esması - Video 25. EL-MUİZZ Muizz ne demek? Muizz; üstün kılan, izzet ve şeref veren; mülkü dilediğine veren demektir. Allah Teâlâ, kendisine inananları yükseltir, şereflendirir, başkalarına üstün kılar. Îmân ehli, Allah’ın azîz ve değerli kıldığı kimselerdir. “Muizz” ismini “Müzill” ismi ile beraber değerlendirmelidir. 26. EL-MÜZİLL Müzill ne demek? Müzill; zillete düşüren, hor ve hakir kılan, rezil ve perişan eden, alçaltan demektir. Gönülleri dünya hırsı ile yanıp tutuşan kişiler, Allah’ın zelil kıldıklarıdır. Bunların şiarı dünya çıkarı için nefsini alçaltmaktır. Bunlar yarın Allah’ın huzuruna yüzleri kararmış olarak çıkacaklardır. “Müzill” ismini, “Muizz” ismi ile beraber değerlendirmelidir. 27. ES-SEMÎ Semi ne demek? Semî’; sonsuz işiten, her türlü kısıtlamadan yüce olarak gizli açık her şeyi işiten; işitilecek şeyler kendisine gizli kalmayan; dilek, dua ve yakarışları kabul eden demektir. Allah Teâlâ, ister açık, ister gizli bütün sesleri, fısıltıları işitir. Kendisine içinden hamd edenin hamdini işiterek onu mükâfâtlandırır. Dua edenlerin dualarını kabul eder. Allah’ın işitmesi kullarınki gibi kulak ve ses gibi bazı vasıtalarla değildir. Es-Semi Esması - Video 28. EL-BASÎR Basir ne demek? Basîr; sonsuz görücü; her şeyi gören, bilen; kendisinden hiç bir şey saklanamayan demektir. Allah Teâlâ’nın görmesi de işitmesi ve diğer isim ve sıfatları gibi sonsuzdur. Her hangi bir organ ve vasıta ile değildir. Görme konusu olan her şeyi görür. Açıkta olanları gördüğü gibi gizli olanları da görür. Dışımızı gördüğü gibi içimizi de görür. O hâlde devamlı bir şekilde Rabbimiz tarafından görüldüğümüzü ve gözetlendiğimizi unutmamamız, buna göre söz ve davranışlarımıza dikkat etmemiz gerekir. El-Basir Esması - Video 29. EL-HAKEM Hakem ne demek? Hakem; hükmeden, hakkı yerine getiren; hüküm yetkisi kendisine ait olan; son hükmü verecek olan demektir. Allah Teâlâ, hâkimdir. Her şeyin hükmünü O verir. Verdiği hükmü tamamiyle yerine getirir. O’nun hükmünü engelleyecek, bozacak, değiştirecek, geri bıraktıracak hiç kimse yoktur. Kıyâmet gününde Allah Teâlâ hükmünü verecek, adâlet tam olarak gerçekleşecek ve herkes hak ettiğinin karşılığını tam olarak alacaktır. Hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapılmayacaktır. El-Hakem Esması - Video 30. EL-ADL Adl ne demek? Adl; mutlak adâlet sahibi, çok adâletli, asla zulmetmeyen; her şeyi yerli yerine koyan demektir. Allah Teâlâ, çok adâletlidir. Hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapmaz. Herkes neyi hak ettiyse, herkese hakkını tam olarak verir. Yaptığı her şey, akla, mantığa, hikmet ve maslahata uygundur. Bu isimden nasip alan kul, zulmün her çeşidinden kaçınır; kendi aleyhine bile olsa adâletten ayrılmaz. El-Adl Esması - Video 31. EL-LATÎF Latif ne demek? Latîf; yaratılmışların ihtiyaçlarını en ince ayrıntıya varıncaya kadar bilip sezilmez yollarla karşılayan; kullarına yumuşaklıkla, lütuf ve ihsânıyla muâmele eden demektir. Allah Teâlâ, kullarına iyilik ve merhamet edendir. Fiillerini yumuşaklıkla gerçekleştirendir. Sonsuz lütuf ve kerem sahibidir. Kendisine gizli olan hiç bir şey yoktur. El-Latif Esması - Video 32. EL-HABÎR Habir ne demek? Habîr; her şeyi bilen, her şeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberdâr olan demektir. Allah Teâlâ, yerde ve gökte, bütün evrende olan gizli açık her şeyden haberdârdır. O’nun bilemeyeceği bir şey düşünmek mümkün değildir. Bu bakımdan yaptığımız her şeyi Allah’ın bildiğini düşünerek yapmalıyız. El-Habir Esması - Video 33. EL-HALÎM Halim ne demek? Halîm; suçluların cezasını vermeye gücü yettiği hâlde cezalandırmayıp onlar hakkında yumuşak davranan, cezalarını geriye bırakan; acele ve kızgınlıkla muâmele etmeyen demektir. Allah Teâlâ, günahları yüzünden kullarına olan lütuf ve ihsânını esirgemez. İyi olsun kötü olsun bütün kullarını rızıklandırır; belâ ve âfetlerden korur. Acelecilikle ve kızgınlıkla davranmaz. Çok yumuşak davranır. Ceza vermekte acele etmez. Süre tanır, ama ihmal etmez. 34. EL-AZÎM Azim ne demek? Azîm; büyük, yüce, ulu demektir. Allah Teâlâ, zât ve sıfatları bakımından en büyüktür. Mutlak ve ekmel büyüklük Allah’a mahsustur. O, hiç bir şekilde âciz bırakılmayacak olan Kâdir-i mutlaktır. Akıl, O’nun büyüklüğünü idrâkten âcizdir. El-Azim Esması - Video 35. EL-GAFÛR Gafur ne demek? Gafûr; günahları bağışlayan; affeden demektir. Allah Teâlâ, bağışlaması bol olandır. Kulun günahı ne kadar çok olursa olsun Allah Teâlâ, bunları meydana çıkarıp kulunu rezil ve rüsvay etmez, bunları örter ve gizler. Kulun, işlediği gü nahları ve suçları bağışlar. Sonsuz mağfiret edici ve bağışlayıcıdır. Bu isimden nasip alan kul, daima istiğfâra yönelir. Şahsına yapılan haksızlıkları bağışlar. Kin tutmaz. El-Gafur Esması - Video 36. EŞ-ŞEKÛR Şekur ne demek? Şekûr; az iyiliğe çok mükâfât veren; kendi rızası için yapılan iyilikleri fazlasıyla mükâfâtlandıran demektir. Allah Teâlâ, kulların işlediği ibâdet ve iyilikleri fazlasıyla karşılayandır. Kul, Allah’ın verdiği nimetlere şükürle karşılık vermelidir. Kul şükrederse, Allah onun şükrünü karşılıksız bırakmaz, fazlasıyla mükâfâtlandırır. Eş-Şekur Esması - Video 37. EL-ALİYY Aliyy ne demek? Aliyy; pek yüce, pek yüksek demektir. Allah Teâlâ, insan tasavvurunun tahayyül edeceği her şeyden daha büyük, daha yüce ve daha yüksektir. İzzet, şeref ve hükümranlık bakımından O’ndan daha yüce bir varlık yoktur. O’nun yüksekliği cisimlerin sahip olduğu türden değildir. Yücelik ve üstünlük bakımındandır. El-Aliyy Esması - Video 38. EL-KEBÎR Kebir ne demek? Kebîr; büyük ve ulu demektir. Allah Teâlâ, her hususta insanların kavrayamayacağı kadar ulu ve büyüktür. Zâtının ve sıfatlarının mâhiyeti bilinemeyecek kadar uludur. Mutlak büyüktür. Kudret ve hükümranlığı sınırsızdır. Hiç bir şeye muhtaç değildir. Yaratılmışlara benzemez. O’nun büyüklüğü, mekâna bağlı bir büyüklük değildir. O, bundan münezzehtir. 39. EL-HAFÎZ Hafiz ne demek? Hafîz; koruyup gözeten; kendisinden gizli hiç bir şey olmayan demektir. Allah Teâlâ, evrenin düzenini koruyup sürdürendir. Her şeyi eksiksiz kaydedip hesaba çekmek üzere koruyandır. İnsanların niyetlerini ve bütün sırlarını bilendir. İnsanların söz ve hareketlerini melekler aracılığıyla tesbit ve tescil ettirendir. Dostlarını kötülüklerden koruyandır. El-Hafiz Esması - Video 40. EL-MUKÎT Mukit ne demek? Mukît; yaratılmışların her türlü gıdalarını yaratıp veren; her şeye gücü yeten ve koruyan demektir. Allah Teâlâ, bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp verendir. Yarattığı bütün canlılara ne kadar ömür takdir etmişse ona göre rızıklarını da tayin ve takdir etmiştir. Herkesin rızkı bellidir. Herkes kendi rızkını yer, kimse kimsenin rızkını yemez. El-Mukit Esması - Video 41. EL-HASÎB Hasib ne demek? Hasîb; kullarına yeten; onları hesaba çeken demektir. Allah Teâlâ, herkesin hayatı boyunca yapıp ettiklerinin bütün ayrıntılarıyla hesabını iyi bilendir. Bütün kullarını yaptıklarından dolayı veya yapmaları gerekenleri yapmadıklarından dolayı çok ayrıntılı bir şekilde hesaba çekecek ve herkesin hak ettiğini tam olarak verecektir. El-Hasib Esması - Video 42. EL-CELÎL Celil ne demek? Celîl; azamet ve ululuk sahibi demektir. Allah Teâlâ, bütün sınırlama ve benzerlikleri aşan bir yüceliğe sahiptir. Değer ve mertebece en yüce olandır. Mü’minleri yücelten, amellerini kabul edip mükâfâtlarını artırandır. O, zât, sıfat ve fiilleri itibariyle en büyüktür. O’nun büyüklüğü hacim itibariyle değildir; şân, şeref ve yücelik itibariyledir. El-Celil Esması - Video 43. EL-KERÎM Kerim ne demek? Kerîm; ihsânı, in’âmı, lütfu, keremi bol olan, sonsuz cömert demektir. Allah Teâlâ, her türlü faziletin sahibidir. Hiç bir karşılık beklemeden verendir. Yardımı ve ikrâmı sonsuz ve sınırsızdır. Muktedirken, affedendir. Va’dini yerine getirendir. Kendisine sığınanı yüz üstü bırakmayandır. Az da olsa işlenen iyi ameli kabul eden, karşılığını fazlasıyla verendir. Bu isimden nasip alan kul, cimriliğin her çeşidinden kurtulur. Allah’ın kendisine verdiği nimetleri diğer kullarıyla paylaşmasını bilir. Şahsiyetini zedeleyecek her türlü rezillikten kurtulur. 44. ER-RAKÎB Rakib ne demek? Rakîb; her şeyi gözetleyip denetleyen; kontrol eden demektir. Allah Teâlâ, yaratıklarından bir an bile gâfil değildir. Kim ne yaparsa onu görür ve bilir. Hiçbir şey Allah’tan gizli kalmaz. Bütün varlıklar üzerinde gözcüdür, gözetleyicidir. Bütün işler O’nun denetimi ve gözetimi altında meydana gelmektedir. O, bütün olan bitenlere şahittir. Herkese yaptığının karşılığını verir. Er-Rakib Esması - Video 45. EL-MUCÎB Mucib ne demek? Mucîb; kendine yalvaranların isteklerini veren; kullarının dileklerine ve dualarına karşılık veren demektir. Allah Teâlâ, kullarına, onlardan daha yakındır. Kendine yalvaranları işitir, bilir ve onların isteklerini verir. İnsanın duâya şiddetle ihtiyacı vardır. Duâ, bir bakıma ibâdettir. Duâdan mahrum kalmamak lazımdır. 46. EL-VÂSİ Vasi ne demek? Vâsi’; ilmi ve merhameti her şeyi kuşatan demektir. Allah Teâlâ, kullarına bolca ihsân eden, rızıklarını genişletendir. Allah ilim, lütuf ve ihsânı ile her şeyi kuşatmıştır. Nimetlerinin bir kısmı fayda sağlayan türden, diğer bir kısmı da zararları gideren türdendir. 47. EL-HAKÎM Hakim ne demek? Hakîm; hikmet sahibi demektir. Allah Teâlâ, yaptığı her şeyi yerli yerince, eksiksiz ve tam yapar. En üstün bir ilim sahibidir ve yaptığı her şey mutlaka bir hikmete mebnîdir; hikmetsiz asla iş yapmaz. Bütün emirleri insanların yararına olduğu gibi bütün yasakları da insanların zararınadır. El-Hakim Esması - Video 48. EL-VEDUD Vedud ne demek? Vedûd; çok seven ve çok sevilen; sevilmeye lâyık olan demektir. Allah Teâlâ, sâlih kullarını sever, sâlih kulları da Allah’ı sever. Sâlih kullarından râzıdır. Allah yaratılmış bütün varlıkların hayrını ister. Bu nedenle onlara ihsân ve ikrâmlarda bulunur. Sevilmeye en çok lâyık olan da O’dur. Her mü’minin hedefi Allah dostluğunu kazanabilmek olmalıdır. Bunun için her türlü fedakârlığa katlanmalıdır. Bu isimden nasip alan kul, hem Allah adına herkesi, her şeyi sever; hem de herkes tarafından sevilir. El-Vedud Esması - Video 49. EL-MECÎD Mecid ne demek? Mecîd; şânı büyük, yüksek; lütuf ve ikrâmı bol demektir. Allah Teâlâ, her türlü eksikliklerden yücedir. Şânı büyüktür. Lütuf ve keremi çoktur. Her türlü övgüye lâyıktır. Affı, ihsânı, rahmeti ve yardımı sonsuzdur. Nimetleri saymakla bitmez. El-Mecid Esması - Video 50. EL-BÂİS Bais ne demek? Bâis; ölüleri dirilten, Peygamber gönderen demektir. Allah Teâlâ, öldükten sonra diriltendir. İnsanlar ölüp toprak olduktan sonra onları diriltecek, kabirlerinden çıkaracak, mahşerde toplayacak, çok ayrıntılı bir şekilde hesaba çekecektir. Allah Teâlâ, aynı zamanda insanlara doğru yolu göstermek üzere Peygamberler gönderendir. Peygamberlere uyanlar kurtulacak, uymayanlar azâbı hak edeceklerdir. El-Bais Esması - Video 51. EŞ-ŞEHÎD Şehid ne demek? Şehîd; her zaman, her yerde hazır olan; her şeye şâhit olan; kendisine hiçbir şey gizli olmayan demektir. Allah Teâlâ, her şeyi bilendir. İlminden hiç bir şey gizli olmayandır. Allah, açıkta olanları da bilir, gizli olanları da bilir. O, her şeye şâhittir. Âhirette herkese halini bildirecektir. Eş-Şehid Esması - Video 52. EL-HAKK Hakk ne demek? Hak; varlığı gerçek olan, varlığı hiç değişmeden duran; varlığı ve ilâhlığı kesin olan, hükmünün gereğini yerine getiren demektir. Allah Teâlâ, varlığı ve ilâhlığı kesin olan, inkârı mümkün olmayandır. O’nun zâtı yokluğu kabul etmediği gibi bir değişikliği de kabul etmez. Hükmünün gereğini yerine getirendir. Ezelî ve ebedî olandır. Değişmeksizin varlığı devam edendir. Varlığı fiilen gerçek olandır yani sadece zihinde değil, zihnin dışında da var olandır. El-Hakk Esması - Video 53. EL-VEKÎL Vekil ne demek? Vekîl; işlerini kendisine bırakanların işlerini en mükemmel bir şekilde yapan; kendisine güvenilip dayanılan demektir. Allah Teâlâ, her bakımdan insanın güvenip dayanacağı varlıktır. En güzel vekildir, en büyük vekildir. Yarattığı bütün varlıkların işlerini idare edendir. Allah Teâlâ, elinden geleni yaptıktan sonra işini Allah’a havale edeni, mükâfâtlandırır. El-Vekil Esması - Video 54. EL-KAVİYY Kaviyy ne demek? Kaviyy; pek güçlü; gücü her şeye yeten demektir. Allah Teâlâ, tam bir kudret sahibidir. Gücü, kuvveti sonsuzdur; bitmez, tükenmez. Bir sınıra sığmaz, ölçüye gelmez. Nicelik ve nitelik bakımından üstün kudrete sahiptir. Gücünün yetmeyeceği bir şey düşünülemez. O, her şeyi etkiler, ama hiç bir şey O’nu etkileyemez. El-Kaviyy Esması - Video 55. EL-METÎN Metin ne demek? Metîn; sonsuz kudrete sahip; son derece güçlü, kuvvetli; dayanıklı, sağlam demektir. Allah Teâlâ, sonsuz bir güce sahiptir. Fiillerinden dolayı zatına her hangi bir zorluk ve yorgunluk ilişmez. Kuvveti azalıp gevşemez. Hiçbir şey O’nu âciz bırakamaz. Hiç kimsenin yardımına da muhtaç değildir. Allah’ın “Kaviyy” ismi, kudretinin kemâlini ifâde eder. Bütün nesne ve olayları etkileyendir. “Metîn” ismi, kuvvetinin şiddetini bildirir. Dıştan gelebilecek hiç bir etkiyi kabul etmeyendir. 56. EL-VELİYY Veliyy ne demek? Veliyy; dost ve yardımcı demektir. Allah Teâlâ, sevdiği kullarının dostudur. Onlara yardım eder; sıkıntılarını, darlıklarını giderir; ferahlık verir. Dünya ve âhiret işlerinde başarıya ulaştırır. Mü’minlerin yardımcısı ve koruyucusudur. Allah’tan başka gerçek dost ve yardımcı yoktur. El-Veliyy Esması - Video 57. EL-HAMÎD Hamid ne demek? Hamîd; övülmeye lâyık olan demektir. Allah Teâlâ, bütün isimleri, sıfatları ve fiilleriyle övülmeye tek lâyık olan zâttır. Bütün varlığın diliyle övülen ve şükredilendir. Allah Teâlâ, bizâtihî övülmeye lâyık olandır. Aynı zamanda insanların işledikleri iyi fiiller sebebiyle onları över ve mükâfâtlandırır. El-Hamid Esması - Video 58. EL-MUHSÎ Muhsi ne demek? Muhsî; sonsuz ilmiyle her şeyin sayısını bilen, her yapılanı bir bir sayan demektir. Allah Teâlâ, sonsuz ilmi ile her şeyi kuşatmıştır. Her şeyi tek tek ve bütün ayrıntılarıyla bilendir. O’nun ilminden hiç bir şey hariç kalamaz. Bütün amellerin sayısını bilir, kıyâmet günü bunların hepsinin karşılığını verir. Hiç birini unutmaz ve atlamaz. El-Muhsi Esması - Video 59. EL-MÜBDİ Mübdi ne demek? Mübdi’; yaratıkları maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan demektir. Allah Teâlâ, kâinâtı yaratırken daha önce bir benzeri ve örneği olmaksızın yaratmıştır. İşte esas yaratma denilen, ilk maddesi, örneği olmaksızın yaratmadır. Bu, yoktan var etmedir ve Allah’a mahsustur. El-Mübdi Esması - Video 60. EL-MUÎD Muid ne demek? Muîd; yaratılmışları öldürdükten, yok ettikten sonra tekrar yaratan; öldükten sonra dirilten demektir. Allah Teâlâ, ilk defa yarattığı bütün insanları öldürecek, sonra tekrar diriltecek ve dünya hayatlarındaki inanç ve amellerinden hesaba çekecektir. Hayat, sadece dünya hayatından ibaret değildir. Tekrar bir hayat vardır ki gerçek ve devamlı hayat budur. İnsanlar buna göre hareket etmelidir. El-Muid Esması - Video 61. EL-MUHYÎ Muhyi ne demek? Muhyî; can veren, yaşatan demektir. Allah Teâlâ, can bağışlayan, sağlık verendir. Ölüleri diriltendir. Ölü beldeleri gökten indirdiği su ile canlandıran, yeryüzünü bitkilerle donatandır. İlk olarak yaratan, can veren Allah, öldükten sonra tekrar hayat vermeye kâdirdir. Ölü kalpleri ilâhî hidâyet ve marifetle canlandırandır. El-Muhyi Esması - Video 62. EL-MÜMÎT Mümit ne demek? Mümît; öldüren, canlının hayatına son veren demektir. Allah Teâlâ, canlılara hayat verdiği gibi, ezelî ilmindeki takdire göre vakti gelince bu hayatlara son verendir. Fânî hayat, doğumla başlar, ölümle biter. Hayat dediğimiz ruhla cesedin birleşmesidir. Ölüm ise ruhun cesedden ayrılmasıdır. Ruh, ölmez. Başka bir hayatla devam eder. Kul için, ölüm sonrası başlayacak yeni ve devamlı hayata iyi hazırlık yapmak mühimdir. El-Mümit Esması - Video 63. EL-HAYY Hayy ne demek? Hayy; diri, canlı olan; ölmek şânından olmayan demektir. Allah Teâlâ, bütün hayatların kaynağıdır. Hep diridir. Allah’ın hayy diri oluşu, yaratılmış varlıklarda olduğu gibi organik bir canlılık değildir. Hiç bir şeyden gâfil olmayan, hata yapmayan, kâinâtta kendisinden hiç bir şey gizli olmayan demektir. El-Hayy Esması - Video 64. EL-KAYYÛM Kayyum ne demek? Kayyûm; her şeyin varlığı kendisine bağlı olan; kâinatı idare eden demektir. Allah Teâlâ, bizzât kâim ve mevcut olup kimseye muhtaç değildir. Ezelî ve ebedîdir. Her şeyin varlık kazanması ve varlığını devam ettirmesi ancak Allah’ın yaratması, maddî mânevî ihtiyaçlarını gidermesi ve korumasıyla mümkündür. Yeri, gökleri ayakta tutan O’dur. El-Kayyum Esması - Video 65. EL-VÂCİD Vacid ne demek? Vâcid; istediğini istediği zaman bulan; hiç bir şeye muhtaç olmayan demektir. Allah Teâlâ, dilediği şeye sahip olur. Bu hususta bir engelle karşılaşmaz. Bir şeyi ele geçirmek istediğinde zaman kollamaya, tedbir almaya, tuzak kurmaya ihtiyacı yoktur. İstediği, istediği zaman O’nun huzurundadır. Bütün yaratıklar O’nun emri ve tasarrufu altındadır. El-Vacid Esması - Video 66. EL-MÂCİD Macid ne demek? Mâcid; şânı ve kadri büyük; kerem ve cömertliği bol demektir. Allah Teâlâ, yardımı, ihsânı bol olandır. O’nun kullarına olan kerem ve cömertliği ifâdeye sığmaz, ölçüye gelmez. Bir taraftan kullarını iyi işler yapmaya muvaffak kılar; öbür taraftan onları güzel sıfatlara sahip olduklarından över. El-Macid Esması - Video 67. EL-VÂHİD Vahid ne demek? Vâhid; bir olan, tek olan; zâtında, sıfatlarında, isimlerinde ve fiillerinde asla ortağı, dengi ve benzeri bulunmayan demektir. Allah Teâlâ, tektir, bölünüp parçalara ayrılmaz. Benzeri yoktur. Allah’ın bir olması sayı bakımından değildir, büyüklük ve yücelik açısındandır. O, bölünmesi ve artması mümkün olmayan tek bir varlıktır. El-Vahid Esması - Video 68. ES-SAMED Samed ne demek? Samed; her şeyin kendisine muhtaç olduğu, kendisinin hiç bir şeye muhtaç olmadığı; ihtiyaçların giderilmesi ve ızdırapların dindirilmesi için başvurulacak tek merci demektir. Allah Teâlâ, yaratıkların her türlü ihtiyaçlarını gidermek için başvurdukları tek başvuru kaynağıdır. Her türlü yaratığın her türlü ihtiyacını en mükemmel bir şekilde karşılar ve giderir. Kendisi ise hiç bir şeye muhtaç değildir. Es-Samed Esması - Video 69. EL-KÂDİR Kadir ne demek? Kâdir; her şeye gücü yeten; kudret sahibi demektir. Allah Teâlâ, istediğini, istediği gibi yapmaya gücü yetendir. Her şeyi takdir eden, planlı ve ölçülü yapandır. Hiçbir şey O’nu âciz bırakamaz. Âlem, mutlak irâde ve kudrete sahip olan Allah tarafından yaratılmıştır. El-Kadir Esması - Video 70. EL-MUKTEDİR Muktedir ne demek? Muktedir; tam bir kudret sahibi; her şeye gücü yeten demektir. Allah Teâlâ, kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf edendir. O’nun “Kâdir” oluşu, istediğini, istediği anda ve istediği şekilde yaratma gücüne sahip olması demektir. “Muktedir” olması ise, bilfiil gücünü yarattıklarında göstermesidir. El-Muktedir Esması - Video 71. EL-MUKADDİM Mukaddim ne demek? Mukaddim; istediğini öne alan, ileri geçiren demektir. Allah Teâlâ, dilediği şeyi veya kimseyi öne alan, önde bulundurandır. Allah’ın daveti geneldir. Fakat hidâyet ettikleri davete uyar, ileri gider. Hidâyet etmedikleri geri kalır. Allah’ın emir ve yasakları bütün kullar içindir. Fakat Allah’ın muvaffak ettikleri bunlara uyar, yükselir; muvaffak etmedikleri geride kalır. O hâlde hem akıl ve irâdemizi Allah’a îmân ve itâat yönünde kullanmalı, hem de Allah’tan hidâyet istemelidir. “Mukaddim” ismi, “Muahhir” ismiyle beraber değerlendirilmelidir. El-Mukaddim Esması - Video 72. EL-MUAHHİR Muahhir ne demek? Muahhir; istediğini geri koyan, arkaya bırakan demektir. Allah Teâlâ, hikmeti gereği geri bırakılması gerekenleri geri bırakır. “Mukaddim” ismi ile ilgili açıklamalarımız “Muahhir” ismi ile de ilgilidir. Esasen bu iki isim beraber değerlendirilmelidir. Bazan Allah Teâlâ, kulların istediklerini bir hikmeti gereği geri bırakır. İmtihan dünyasında olduğumuzu unutmamamız gerekir. El-Muahhir Esması - Video 73. EL-EVVEL Evvel ne demek? Evvel; ilk; varlığının başlangıcı olmayan demektir. Allah Teâlâ, bütün varlıklardan öncedir. Varlığının bir evveli, başlangıcı yoktur. O, kadîmdir, ezelîdir. Varlığı kendi zâtıyladır. Bütün varlıklar varlığını O’ndan almaktadır. Yaratmayı başlatan O’dur. “Evvel” ismini “Âhir” ismiyle beraber değerlendirmelidir. 74. EL-ÂHİR Ahir ne demek? Âhir; varlığının sonu olmayan demektir. Allah Teâlâ, varlığı devamlı olandır. Varlığının başlangıcı olmadığı gibi sonu da yoktur. Allah, eşyanın evveli olması bakımından “Evvel”dir. Eşyanın sonu Allah’tan olması bakımından da “Âhir”dir. “Âhir” ismini, “Evvel” ismiyle beraber değerlendirmelidir. 75. EL-ZÂHİR Zahir ne demek? Zâhir; varlığı apaçık demektir. Allah Teâlâ, varlığını ve birliğini belgeleyen birçok delil bulunması açısından aşikârdır. Her şeyin üstünde olan, her şeyden yüce olandır. Allah’ın varlığı o kadar açıktır ki insanın gördüğü her şey, ibret nazarıyla baktığı takdirde onu, Allah’a götürür. “Zâhir” ismi, “Bâtın” ismiyle beraber değerlendirilmelidir. 76. EL-BÂTIN Batın ne demek? Bâtın; zâtının görülmesi ve mâhiyetinin bilinmesi açısından gizli demektir. Allah Teâlâ, gizlidir. Çünkü O, gözle görülemez, künhüyle bilinemez. İnsan, her şeyiyle sınırlıdır. Allah ise, sınırsızdır. Sınırlı olan sınırsız olanı idrâk ve ihâta edemez. “Bâtın” ismi, “Zâhir” ismiyle beraber değerlendirilmelidir. 77. EL-VÂLÎ Vali ne demek? Vâlî; kâinatın tek hâkimi, yöneticisi demektir. Allah Teâlâ, bu büyük evreni ve her an meydana gelen bütün olayları tek başına yönetendir. Yaratıkların işlerini yerine koyandır. Bütün varlıkların tek hükümdârı olup onlar üzerinde istediği şekilde tasarrufta bulunandır. Dirilten ve öldüren O’dur. Hiç bir şey O’nun tasarrufunun dışında kalmaz. 78. EL-MÜTEÂLÎ Müteali ne demek? Müteâlî; izzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce demektir. Allah Teâlâ, yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve tavırdan yücedir. Zât, sıfat ve fiilleri açısından yaratılmışlara benzemekten, denk ve ortağı bulunmaktan yücedir. 79. EL-BERR Berr ne demek? Berr; iyilik ve bahşişi çok olan; va’dini yerine getiren demektir. Allah Teâlâ, kulları hakkında kolaylık isteyendir. Yaratıklarına karşı rahmet ve mağfireti; lütuf ve ihsânı bol olandır. Kullarının hep iyiliğini ister, kötülüklerini ve zorluk çekmelerini istemez. Yapılan kötülüklerin çoğunu bağışlar, örtbas eder. 80. EL-TEVVÂB Tevvab ne demek? Tevvâb; tövbe eden kullarının tövbelerini kabul eden ve tövbede muvaffak kılan demektir. Allah Teâlâ, kullarını tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul edendir. Kendisine yönelen kullarının günahlarını affedendir. Tövbeleri kabul edip günahları bağışlayandır. Kul, işlediği günahlardan pişman olur, tövbeye yönelirse Allah onu tövbesinde başarılı kılar ve tövbesini kabul eder. 81. EL-MÜNTEKİM Müntekim ne demek? Müntekim; suçlulara, adâleti ile hak ettikleri cezayı veren demektir. Allah Teâlâ, suçluları hemen cezalandırmaz. Onları çeşitli yollarla uyarır. Yanlış davranışından dönmesi için kendisine fırsat ve yeterli zaman verir. Tövbe etmeyenleri cezalandırır. Fakat bu cezalandırma kendisi için değildir; zulüm ve gadre uğrayanlar içindir. Allah, dostlarından değil, düşmanlarından intikam alır. 82. EL-AFÜVV Afüvn ne demek? Afüv; hiç bir sorumluluk kalmayacak şekilde günahları affeden demektir. Allah Teâlâ, günahları kökünden kazıyıp tamamen yok eder. Kirâmen kâtibin meleklerinin kayıtlarını siler. Hatırlayıp mahçup olmasınlar diye kullarına işledikleri günahları da unutturur. Bu isimden nasip alan kul, bir taraftan devamlı Allah’tan af diler, diğer taraftan ümitsizliğe kapılmaz. Kullara karşı da çok affedici olur. 83. ER-RAÛF Rauf ne demek? Raûf; çok şefkatli ve merhametli demektir. Allah Teâlâ, kullarına karşı ileri derecede merhamet ve şefkat sahibidir. Kullarının sıkıntılarını ortadan kaldırır. Allah kullarına akıl ve iyiyi kötüyü ayırt etme yeteneği vermiştir. Kullarını, işledikleri suçlardan dolayı hemen cezalandırmaz. Onlara hatalarından dönmesi için fırsat tanır. İnanan kullarının kusurlarını bağışlar, iyi amellerine fazlasıyla mükâfât verir. 84. EL-MÂLİKÜ’L-MÜLK Mâlikü’l-mülk ne demek? Mâlikü’l-mülk; mülkün gerçek sâhibi; bütün varlık âleminin tek hâkimi demektir. Allah Teâlâ, bütün kâinatın tek sâhibi ve mâlikidir. Mülkünde istediği gibi tasarruf eder. Dilediğine mülk verir, dilediğine vermez. Dilediğine az verir, dilediğine çok verir. Mutlak hükümranlık O’na aittir. Bu isimden nasip alan kulda mal ve mülkün emânet olduğu şuuru yerleşir. Mal ve mülkü nasıl kullanacağını bilir; israf ve cimrilikten uzak durur. Nimet verene şükrünü tam yapar. 85. ZÜ’L-CELÂLİ VE’L-İKRÂM Zü’l-celâli ve’l-ikrâm ne demek? Zü’l-celâli ve’l-ikrâm; ululuk ve ikrâm sahibi demektir. Allah Teâlâ, yaratıkları tarafından yüceltilmeye ve övülmeye lâyık olandır. Kullarından dilediklerine, kendisine samimiyetle kulluk vazifelerini yapmayı sağlayan, mânevî derecelerini yükselten, dünyada ve âhirette onlara bol lütuflarda bulunandır. Ne kadar büyüklük, ululuk, yücelik varsa, hepsi Allah’a mahsustur. 86. EL-MUKSİT Muksit ne demek? Muksit; adâlet sahibi; bütün işlerini denk, birbirine uygun ve yerli yerinde yapan demektir. Allah Teâlâ, adâletle hükmedendir. En üstün adâlet ve merhamet sahibidir. Mazlumların haklarını zâlimlerden alandır. Dünyada dost düşman ayırımı yapmadan bütün kullarına rızık verir. Âhirette, dostları, yaptıklarının karşılığını fazlasıyla alacak, düşmanları ise sadece yaptıklarının karşılığı bir cezaya çarptırılacaklardır. 87. EL-CÂMİ Câmi ne demek? Câmi’; istediğini istediği zaman istediği yerde toplayan demektir. Allah Teâlâ, birbirine benzeyen şeyleri ve benzemeyen zıt şeyleri bir araya getirip toplayandır. Kıyâmet günü hesaba çekmek için yaratıkları toplayandır. Bütün iyilikleri, güzellikleri ve övgüleri zâtında toplayandır. Tabiatları zıt birçok unsuru bir araya getirendir. İnsanları birbirlerine sevdirip kalpleri ısındırandır. 88. EL-ĞANİYY Ğaniyy ne demek? Ğaniyy; çok zengin olan; hiç bir şeye muhtaç olmayan demektir. Allah Teâlâ, her şey kendisine muhtaç olan; kendisi hiç bir şeye muhtaç olmayandır. Zât ve sıfatlarında her türlü ihtiyaçtan uzak olandır. Çok zengindir, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Ama bütün varlıklar her konuda O’na muhtaçtır. 89. EL-MUĞNÎ Muğnî ne demek? Muğnî; istediğini zengin eden demektir. Allah Teâlâ, dilediği kulun her türlü ihtiyacını karşılayandır. Fakir kullarını lütuf ve ihsânıyla zenginleştirir. Kanâat duygusu lütfedip gönül zenginliğine eriştirir. Kulun hal ve davranışlarını rızası yönüne yönlendirerek mânevî bakımdan zenginleştirir. 90. EL-MÂNİ Mâni ne demek? Mâni’; dilemediği şeylerin gerçekleşmesine izin vermeyen; kötü şeylere engel olan demektir. Allah Teâlâ, bazı isteklerin gerçekleşmesine müsaade etmez. Bütün isteklerimiz, Allah’ın dilemesi ve takdiriyle gerçekleşir. O’nun dilemediği bir şey olmaz. Dilediği şey de olur. Allah Teâlâ, sevdiği kullarının bazı kötü isteklerine engel olmak suretiyle onları zarardan korur. 91. EL-DÂRR Dârr ne demek? Dârr; zarar veren; elem ve zarar verici şeyleri yaratan demektir. Allah Teâlâ, bir kuluna her hangi bir zarar vermeyi dilerse, hiç kimse ona fayda veremez. Fayda vermek istediği kimseye de kimse zarar veremez. “Dârr” ismi, “Nâfi’” ismiyle beraber değerlendirilmelidir. 92. EL-NÂFİ Nâfi ne demek? Nâfi’; fayda veren; dilediği kuluna hayırlı ve faydalı olanı veren demektir. Allah Teâlâ, zararlı gibi görünen her şeyi sezilmez yollarla faydalı hale getirendir. Çaresizlerin imdadına yetişendir. Kulunu hayra ve iyiliğe yöneltendir. “Nâfi” ismi, “Dârr” ismiyle beraber değerlendirilmelidir. 93. EL-NÛR Nûr ne demek? Nûr; nurlandıran, ışık veren, nur kaynağı; âlemleri nurlandıran; istediği simalara, zihinlere ve gönüllere nur yağdıran demektir. Allah Teâlâ, varlığı apaçık olandır. Nuru yaratan, onunla gökleri ve yeri aydınlatandır. Kulunun kalbini, gönlünü îmân nuruyla aydınlatarak hidâyete ermesini ve doğruyu bulmasını sağlayandır. 94. EL-HÂDÎ Hâdî ne demek? Hâdî; hidâyeti yaratan; istediği kulunu muradına erdiren, hayırlı yollara muvaffak kılan demektir. Allah Teâlâ, inanacak kalplerde hidâyeti yaratandır. Ebedî mutluluğu sağlayacak doğru yolu gösteren ve doğru yola ulaştırandır. Yolunu şaşırmışlara rehberlik edendir. 95. EL-BEDÎ Bedî ne demek? Bedî’; varlıkları, eşi, benzeri ve örneği olmaksızın, sanatkârane bir şekilde yaratan demektir. Allah Teâlâ, her şeyi, bir numûnesi, benzeri olmaksızın yaratandır. Bu yaratma da eşsiz ve benzersiz bir yaratmadır. Yani akıllara durgunluk verecek derecede kusursuz ve mükemmel yaratmadır. Allah, zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde benzeri görülmeyendir. 96. EL-BÂKÎ Bâkî ne demek? Bâkî; ebedî olan; varlığının sonu olmayan demektir. Allah Teâlâ, varlığı devamlı olandır. Varlığının bir başlangıcı olmadığı gibi bir sonu da yoktur. Zâtı da, sıfatları da, fiilleri de bâkîdir, ebedîdir, devamlıdır. Mü’min de her hangi bir işi Allah rızası için yapmışsa, o fiil de ebedîlik kazanır. Yani kul, öbür âlemde mükâfâtını alır. 97. EL-VÂRİS Vâris ne demek? Vâris; varlığının sonu olmayan demektir. Allah Teâlâ, yaratılmış bütün varlıkları yok ettikten sonra bâkî kalan, mülkün gerçek sahibidir. Mülkü dilediğinden alır, dilediğine verir. Dünyada bulunan herkes ve evrende bulunan her şey fânîdir, geçicidir. İnsanlar ölümlü oldukları için sahip oldukları mal, mülk, servet de geçicidir. 98. ER-REŞÎD Reşîd ne demek? Reşîd; irşad eden; doğru yolu gösteren demektir. Allah Teâlâ, bütün işleri isabetli olan ve hedefine ulaşandır. Her şeyi ezelî takdirine göre yürüten, bir nizam ve hikmet üzere sonuna ulaştırandır. Lüzumsuz, faydasız, boş iş yapmayandır. Fiilleri dâimâ yerinde olandır. Devamlı olarak hakka isabet edendir. Hiç kimsenin yol göstermesine muhtaç olmayandır. 99. ES-SABÛR Sabûr ne demek? Sabûr; çok sabırlı demektir. Allah Teâlâ, günahkârları cezalandırma konusunda acele etmeyip lütfuyla bağışlayan ve erteleyendir. Günahkârlara mühlet tanır. Tövbe kapısını ölünceye kadar açık tutar. Kullarının af ve bağışlama dilemeleri için onlara fırsatlar tanır. Bu isimden nasip alan kul, ibâdetleri yapmada, haramlardan kaçınmada ve her türlü felâket karşısında sabırlı olur.[22] Dipnotlar [1] Vuslat Turâbî, Esmâ-i Hüsnâ, s. 17. [2] Bk. Bakara, 2/255; Bakara, 2/284; Bakara, 2/255; Bakara, 2/29. [3] Bk. Ebû Dâvûd, Vitr, 23; Tirmizî, Deavât, 64. [4] Tirmizî, Deavât, 109; Ebû Dâvûd, Salât, 358; İbn Mâce, Dua, 27; Nesâî, Sehv, 57. [5] Bk. İzmirli İsmail Hakkı, Yeni İlm-i Kelâm, s. 255; İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, XVII,505; A. Saim Kılavuz, s. 70; Bekir Topaloğlu, Allah İnancı, s. 87-88. [6] Osman Nuri Topbaş, İmândan İhsâna Hak Yolculuğu, İstanbul, 2010, s. 109. [7] Musa Koçar, Mâtürîdî’de Esmâ-i Hüsnâ, s. 48. [8] Müslim, Tevbe, 20; Tirmizî, Deavât, 107; İbn Mâce, Zühd, 35. [9] Ali Osman Tatlısu, Esmâü’l-Hüsnâ Şerhi, s. 31. [10] Tatlısu, s. 32. [11] Müslim, Tevbe, 20; Tirmizî, Deavât, 107; İbn Mâce, Zühd, 35. [12] Bekir Topaloğlu, s. 101. [13] Musa Koçar, s. 50; Ali Osman Tatlısu, s. 40; Vuslat Turâbî, s. 31. [14] Bekir Topaloğlu, s. 108; Musa Koçar, s. 51; Ali Osman Tatlısu, s. 45; Vuslat Turâbî, s. 35. [15] Müslim, Mesâcid, 135; Tirmizî, Salât, 224. [16] Bekir Topaloğlu, s. 105. [17] Ali Osman Tatlısu, s. 49. [18] Bekir Topaloğlu, s. 105; Ali Osman Tatlısu, s. 52; Vuslat Turâbî, s. 47. [19] Bekir Topaloğlu, s. 93; Vuslat Turâbî, s. 51. [20] Bekir Topaloğlu, s. 95; Musa Koçar, s. 54; Vuslat Turâbî, s. 55. [21] Bekir Topaloğlu, s. 106. [22] Esmâ-i hüsnâ’nın anlamlarını yazarken yararlandığımız kaynaklar şunlardır Bekir Topaloğlu, Allah İnancı, s. 92-111; Metin Yurdagür, Allah’ın Sıfatları Esmâü’l-Hüsnâ, s. 58-118; Musa Koçar, Mâtürîdî’de Esmâ-i Hüsnâ, s. 45-118; Ali Osman Tatlısu, Esmâü’l-Hüsnâ Şerhi, s. 19-248; Osman Nuri Topbaş, İmândan İhsâna Hak Yolculuğu, s. 109-113; Vuslat Turâbî, Esmâ-i Hüsnâ, s. 17-417. Kaynak Prof. Dr. Mehmet Bulut, Delilleriyle İslam Akaidi, Erkam Yayınları İslam ve İhsan

boğaz iltihabı için esmaül hüsna